Previous Page  234 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 234 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Fahri Gökçen TANER

233

dığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan

kalkıyordu. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin 2015/51 sayılı kararı,

evlenmenin dinsel töreni yasağını kaldıran devrimci bir karar değildir.

Zira evlenmenin dinsel töreni eskiden de yasak olmadığından, ortada

yapılacak bir devrim yoktur. Verilen iptal kararının etkisi, evlenme-

nin dinsel törenini yapmadan önce resmi nikâh yapma mecburiyetini

ortadan kaldırmış olmasıdır. Aynı zamanda bu şartı aramadan nikâh

yapan bakımından da fiil suç olmaktan çıkmıştır.

Kaldı ki bu fiil için geçmişte öngörülen ceza, özellikle nikâhı yap-

tıranlar bakımından caydırıcı olmaktan son derece uzak sembolik bir

cezaydı. TCK’nın 230/5. maddesi uyarınca dini nikâhı yaptıranlara 2

aydan 6 aya kadar hapis cezası veriliyordu. Bu ceza,

hükmün açıklan-

masının geri bırakılması

kararı verilebilen, ertelenebilen ve paraya

çevrilebilen bir cezaydı. Ayrıca medeni nikâh yapıldığında kamu da-

vası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkıyordu.

Burada asıl önemli olan evlenme akdinin kanuna göre yapılmış

olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören ya-

pan kimsenin durumuydu. Bu kişiye de aynı ceza verilmesine karşın,

nikâhı yapan kişinin durumu daha güçtü. Zira aralarında evlenme

olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar sonradan resmen

evlenseler bile, nikâhı yapanın cezası ortadan kalkmıyordu. Dolayısıy-

la iptal edilen 230/6. madde uyarınca evlenme akdinin kanuna göre

yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel

tören yapan kimse, her durumda cezalandırılıyordu.

Burada bizim önerimiz hukuken evlenemeyecek durumda olan

çocuklarla, evlenebilecek durumda olmalarına karşın resmen evlen-

memiş çocukların, evlenmenin dinsel töreni adı altında, meşru bir şey

yaptıklarını zannetmelerinin sağlanmasının ve olayın toplum gözün-

de meşrulaştırılmasının önüne geçmektir. Bu sorunu çözmede etkin

araçlardan biri ise, bu durumdaki çocuklar için evlenmenin dinsel

törenini yapan kişiyi, geçmişteki önemsiz olarak nitelenebilecek ceza-

nın aksine ciddi bir biçimde cezalandırmaktır. Burada konu yalnızca

çocuklar olduğundan, cezanın ağır olması ölçüsüz de olmayacaktır.

Kaldı ki, her ne kadar dini nikâh yapmak için resmi din görevli-

si olmak zorunlu değilse de, cezası ne kadar olursa olsun en azından

kamu görevlisi olan ve görevleri sırasında suç işlemekten kaçınmaya