Previous Page  412 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 412 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Barış BAHÇECİ

411

Bakanlığınca çıkarılan 1 Seri nolu 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu

Genel Tebliği’nde,

4

izlenecek süreç, işverenin genel hükümlere göre

işçi ücretlerinden yaptığı gelir vergisi kesintisini muhtasar beyanname

ile beyan etmesiyle başlamaktadır. Ancak genel hükümlerden farklı

olarak tahakkuk eden gelir vergisine ilişkin vergi dairesince tecil işle-

mi yapılacak, mali yılın bitiminden sonra işverenin gerekli koşulları

yerine getirdiğinin yeminli mali müşavir raporuyla tevsiki halinde ise

nihai olarak düzeltme işlemiyle beraber vergi terkine tabi tutulacaktır.

Bu süreçte işçinin ücretinden yapılan kesintinin, istisna koşulları-

nın oluşup oluşmadığını tespit eden yeminli mali müşavir raporu ver-

gi dairesine sunulana kadar, işveren uhdesinde kalmasında herhangi

bir sorun bulunmamaktadır. Zira muhtasar beyanname ile bildirilen

gelir vergisi tutarı vergi dairesince tecil edilmiş, bir başka deyişle ka-

nunun aradığı % 85 ihracat koşulunun gerçekleştiği belirlenene kadar,

ödeme yükümlülüğü askıya alınmıştır. Hazırlanan yeminli mali mü-

şavir raporu ile işverenin kanunda aranan koşulları yerine getirme-

diği sonucu ortaya çıkarsa, işveren tecil konusu gelir vergisi tutarını

gecikme zammı ile beraber bağlı bulunduğu vergi dairesine ödemek-

le yükümlü olacaktır (genel tebliğ md.5). Dolayısıyla devlete ödenip

ödenmeyeceği henüz belli olmayan gelir vergisi kesintisinin, bu süre

zarfında vergi sorumlusu sıfatıyla kesinti yapan işveren uhdesinde

kalmasında herhangi bir hukuka aykırılık yoktur.

Öte yandan işverenin gerekli koşulları sağladığının tespit edilmesi

ile idare tarh edilmiş tutar için bir düzeltme işlemi yapmakta (genel

tebliğ md. 3.4.)

5

, bunun sonucunda da tutar terkin edilmektedir. Ter-

kinin doğal sonucu, genel tebliğde de belirtildiği üzere bu tutar için

işveren lehine yapılan reddiyat işlemidir. Ancak bu düzeltme işlemi

sonucundaki reddiyat aslında fiktif bir nitelik taşımakta, tecil işlemi ile

fiilen işveren uhdesinde bırakılan tutar, nihai olarak yapılan terkin işle-

mi ile fiili bir tahsilat/reddiyat olmaksızın işverende kalmaktadır. Ver-

gi dairesince terkin edilen tutarın akıbetine ilişkin bir yasal düzenleme

bulunmamaktadır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların vergi mevzuatına

yetkilidir.

4

12.03.2009 tarih ve 27167 sayılı Resmi Gazete

5

Genel tebliğde verilen çeşitli örneklerden “reddiyat işleminin” sebebinin “düzelt-

me işlemi” olduğu anlaşılmaktadır: “(V)ergi dairesi tarafından 213 sayılı Kanun

hükümlerine göre düzeltme işlemi yapılarak mükellefe red ve iade edilecektir”