Previous Page  432 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 432 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Barış BAHÇECİ

431

işçi alacağını somut olarak tespit etmeyen raporlara karşı açılacak da-

vada hukuksal menfaat koşulu sağlanamadığı kabul edilmelidir. Aksi

tutum usul ekonomisiyle bağdaşmayacak, sonuç getirmeyen bir dava

yoğunluğu yaratacaktır.

Belirtilmesi gerekli bir diğer husus, işçi ve işverenin çalışmaya

konu gelir vergisi istisnası tutarı kapsamında birbirlerine açabilecek-

leri davaların İK 92/3 hükmü ile sınırlı olmadığıdır. Zira hukuki yarar

şartı çerçevesinde, HMK 106/2 hükmü gereğince böyle bir teftiş rapo-

ru olmasa da, işveren tarafından işçiye karşı bir menfi tespit davası

açılabilir. Nitekim menfi tespit davası açılabilmesi için davacının bir

hakkı veya hukuki durumunun güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş

olması şartı gerekmekte

36

, bu kapsamda işçi tarafından işverene yö-

neltilen (eda davası dışında) bir talep, işveren için menfi tespit davası

açma koşulunu sağlamaktadır.

Sonuç:

İşçi ücretinden gelir vergisi alınması, işçinin mülkiyet hakkına

anayasal ve yasal çerçevede yapılan hukuken meşru bir müdahaledir.

İşçi ücretinden kesilen tutarın serbest bölge mevzuatı kapsamında

terkin edildikten sonra idari yorum ve yönlendirmelerle işverene mal

edilmesi ise teşvik adı altında yasal dayanağı bulunmayan bir kaynak

aktarımıdır. Maliye Bakanlığının işçi işveren arasındaki hak ve ala-

cak ilişkisini ve her halükarda ve hele hele kanunları yorum suretiyle

düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. Maliye Bakanlığının kanunları

yorum yetkisi sadece kendi bakanlık teşkilatı içinde bir bağlayıcılık

taşır. Dolayısıyla Bakanlığın işçiden kesilen gelir vergisini hiçbir yasal

dayanak olmadığı halde işverene mal eden görüşü hukuka aykırıdır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı iş müfettişleri ise GVK

ve VUK kapsamında işçiden kesilen ve istisnaya kapsamına alınan

tutar üzerinde vergi sorumlusu sıfatını taşıyan işverenin bir hak sa-

hipliği olmadığını doğru bir biçimde tespit etmektir. Bununla beraber

her iki bakanlığa bağlı birimlerin ortak yanılgısı konuya ilişkin değer-

lendirmelerinde işçi ve işveren arasındaki sözleşme ilişkisini dikkate

almadan bir sonuca ulaşmalarıdır.

İşçi ile brüt ücret üzerinden sözleşme yapan işverenin, işçiden dev-

lete ödemek üzere kestiği tutar üzerinde bir hak sahipliği bulunmadığı

36

Kuru/ Budak, s.94