

Serbest Bölgede İstisnaya Tabi İşçi Ücretlerinden Terkin Edilen Gelir Vergisi Tutarı...
426
işlemin icrai ya da İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) md 14/3-d
geçen ifade ile kesin ve yürütebilir bir işlem olması gerekir. Oysa tef-
tiş raporu da, tutanak da icrai bir işlem değildir.
22
Dolayısıyla İYUK
lafzına göre kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmayan teftiş ra-
poruna karşı açılacak bir davada için (idari yargı görevli olsaydı dahi)
gerekli dava şartının bulunmadığı görülmektedir.
Konuya Hukuk Muhakemesi Kanunu (HMK) çerçevesinde bakıl-
dığında da varılan sonuç değişmemektedir. Nitekim yukarıda belirtil-
diği üzere işçinin istisna konusu tutarı işverenden tahsil edebilmesi
için teftiş raporu tek başına yeterli bulunmamakta, işçinin alacağını
tahsil için bir eda davası açması gerekmektedir. Böyle bir ihtimalde
açılacak dava ile elde edilecek sonuç da, işçi ile işveren arasındaki
hukuki duruma göre, (teftiş raporunun aksine) istisna konusu tutarı
işçiye ödenmesini gerektirmediğinin tespiti olabilecektir. Yine yuka-
rıda da belirtildiği üzere böyle bir davada müfettişin hukuksal değer-
lendirmesi, yargılamayı yapan iş mahkemesini de bağlamamaktadır.
Dolayısıyla yeni bir hukuksal durum yaratmayan, tarafları yeni bir
hukuksal statüye sokmayan
23
ve işverene istisna konusu tutarı ödeme
yapma yükümlülüğü getirmeyen rapora karşı işverenin örneğin rapo-
run hukuka aykırılığını tespit talepli bir dava açması için de gerekli
dava şartı mevcut değildir.
Gerçekten yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, işverenin Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına karşı açacağı ve teftiş raporunun
hukuka aykırılığını tespitten öte bir talepte bulunulamayacak böyle
bir tespit davasında, HMK’nın aradığı dava şartı olan hukuksal yara-
rın var olduğu söylenemez. Nitekim tespit davasını düzenleyen HMK
106/2 hükmüne göre, “
kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu
davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yarar” bulunmalıdır.
Bu güncel yarar, öğretide davacının bir hakkının davalının beyan ve
davranışlarıyla tehdit altında olması gerektiği şeklinde somutlaştırıl-
maktadır.
24
İşverenin bu çalışmanın konusunu oluşturan istisna uy-
rinesinin bir gereğidir ve aslında maddede bunun ayrıca belirtilmesine gerek de
yoktur.
22
Gözler, s. 631, 596 Gözübüyük,/Tan, s. 310
23
Nitekim inşai dava, tespit davasından farklı olmak üzere, bir hukuki durumun
kaldırılması ya da yeni bir hukuki durum yaratılmasını sonucunu doğurur.
Kuru/Budak, s. 72
24
Kuru/Budak, s. 94