

TBB Dergisi 2016 (125)
Mehmet ALKAN
301
ruflarla sınırlı olarak bu olanağı kabul etmesi madde hükmünün deği-
şikliği konusunda uzlaşmayı mümkün kılmamıştır.
7
. Bu görüş farklı-
lığını sadece 2004 tarihli anayasa tasarısının farklı görüşleri birbirine
bağlayarak bireysel etkilenme ile ilgili yorumu düzelttiği izlenimi ve-
ren III-365.madde, 4.fıkrası değil (anayasa tasarısı esasen kısa bir süre
sonra Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumlarda reddedilmiş-
tir), anayasa tasarısının III-365 madde, 4.fıkrasıyla lâfzen tam örtüşen
AB’nin Çalışma Usulü Hakkındaki Anlaşmanın tüzük karakterli AB
hukuk tasarruflarına karşı merkezi bireysel hukuki koruma sağlayan
263.madde, 3.fıkrası da hükmün uygulanmasını doğrudan etkilenme-
ye bağlı kılmakla beraber, bireysel etkilenmenin gerekli olmadığını
öngördüğü nispette yansıtmaktadır.
AB’nin Çalışma Usulü Hakkındaki Anlaşmanın 263.madde,
3.fıkra düzenlemesi yıllardır tartışılan sorunlara bir açıklık getir-
memiştir. Bu sorunların başında tüzük karakterli hukuki tasarruf-
lar gelmektedir. Bu çerçevede birbirinden farklı iki görüşün temsil
edildiği görülmektedir. Literatürde çok sayıda yazarın dar yorum
yaklaşımından hareket ederek, gerçek yasama tasarruflarının, diğer
bir ifadeyle kanun karakteri olan tüm hukuki tasarrufların tüzük
karakterli hukuki tasarruflardan ayrılması gerektiğini, 263.madde,
3.fıkrada dile gelen tüzük karakterli hukuki tasarruflarla sadece ka-
nunların altında yer alan hukuk normlarının yahut üçüncül hukuki
tasarrufların, diğer bir ifade ile AB’nin Çalışma Usulleri Hakkında-
ki Anlaşanın 289.madde muvacehesinde olağan yahut özel yasama
prosedürü çerçevesinde ihdas edilmeyen icra önlemlerinin mütalâa
edilmesi gerektiğini savunduğu görülmektedir. Diğer bir kısım ya-
zarların ise üye devletlerde doğrudan geçerli oldukları ölçüde yasa-
ma prosedürü çerçevesinde 288.madde muvacehesinde ortaya çıkan
tüzükler dâhil olmak üzere şekli normatif yasama tasarruflarının da
kanun karakterli hukuki tasarruf olarak kabul edilmesi gerektiğini
savundukları görülmektedir.
8
7
Wolfram Cremer, Der Rechtsschutz des Einzelnen gegen Sekundärrechtsakte der
Union gemäß Art.III-270 Abs.4 Konventsentwurf des Vertrages über eine Verfas-
sung für Europa, EuGRZ 2004, s.577,580 vd.
8
Ulrich Everling, Rechtsschutz n der Europäischen Union nach dem Vertrag von
Lissabon, EuR Beiheft, 1/2009, s.71,74