Previous Page  240 / 437 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 240 / 437 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (127)

Kahan Onur ARSLAN

239

tarh ve tahakkuku, tahsil usulleri, yaptırımları, zamanaşımı, yukarı

ve aşağı sınırlar gibi çeşitli yönleri vardır. Bir mali yüküm bu yönle-

ri dolayısıyla yasayla yeterince çerçevelenmemişse, kişilerin sosyal ve

ekonomik durumlarını hatta temel haklarını etkileyecek keyfi uygula-

malara yol açabilmesi mümkündür. Bu bakımdan mali yükümler belli

başlı öğeleri de açıklanarak ve çerçeveleri kesin çizgilerle belirtilerek

yasalarla düzenlenmelidir…”

44

Bu karardan da anlaşıldığı üzere Anayasa Mahkemesi tarafından

bir verginin yasayla konulmuş sayılabilmesi için konu, matrah, tarh,

tahakkuk, zamanaşımı gibi verginin kurucu öğelerinin belirlenmiş

olması gerekir. Bu kurucu unsurları içermeyen bir düzenleme, biçim-

sel anlamda vergi yasası adını taşısa bile, maddi anlamda vergi yasası

olarak nitelendirilemeyecektir.

45

Ayrıca, Anayasa’ya uygunluk denetiminde, yasaların yöneldiği

amaçlar ne denli geçerli olursa olsun, bu amaçları gerçekleştirmek için

yürütme organına verilecek araçların ve yöntemlerin de Anayasa’ya

aykırı olmamaları gerekir.

46

Bu bakımdan verginin yasallığı ilkesi de

vergiler açısından yürütmenin eline verilecek araçları belirleyerek kı-

sıtlamaya tabi tutan bir anayasal ilke olmaktadır. Bu sebeple Anayasa

Mahkemesi, söz konusu aykırılıkları incelemek ve denetlemek duru-

munda kalmaktadır. Ancak elbette yasa koyucuyu bir konuda dü-

zenleme yapmaya iten nedenler ve etkenler veya çıkarılan yasalarda

güdülen amaçlar açıkça gerçekliklere ve kamu yararına aykırılık taşı-

mıyorsa, kural olarak takdir yetkisi kapsamında değerlendirilmeleri

gerektiği için denetim dışında kalacaktır.

47

Bunun yanında, verginin yasallığı ilkesi, takdire dayalı keyfi uy-

gulamaları önleyecek sınırlamaların yasada yer almasını gerektir-

mekte ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması,

değiştirilmesi veya kaldırılmasının yasa ile yapılması zorunluluğunu

doğurmaktadır.

48

44

Saban, s. 49.

45

Saban, s. 50.

46

Güneş, s. 221.

47

Güneş, s. 221.

48

Saraçoğlu, s. 133.