

136
Medeni Usul Hukukunda Hâkimin Verdiği Kesin Süre
lar doğurması nedeniyle vazgeçilmezdir. Örneğin tarafa tanık adre-
sini bildirmesi için kesin süre verilecekse ara karar işlemin kapsamı
ve sonuçlarını tam olarak ifade etmelidir. Tarafın tanık adresini kesin
sürede mahkemeye bildirmesi gereği ve bildirmezse tanığın dinlenil-
mesinden vazgeçildiğine karar verileceği özellikle ara kararda belirtil-
melidir (HMK m. 94/3; HMK m. 240/3).
12
Hâkimin verdiği kesin süreye ilişkin ara karar, yorumu zorunlu
kılmayacak, yanlış anlaşılmayı önleyecek ve ilgilisi tarafından kolay-
lıkla anlaşılabilecek derecede açık ve sınırlı olması gerekir. Ara karar
kaleme alınırken sade bir dil kullanmaya özen gösterilmelidir.
13
Özel-
likle tarafların hukuki bilgisinin olmaması ihtimali düşünülürse, kul-
lanılan karmaşık ifadeler tarafın tereddüde düşmesine yol açabilir.
14
Bununla birlikte sadelik ve açıklık günlük konuşma dilinin kullanıl-
ması anlamına gelmemelidir. Ara kararı kaleme aldıran kişinin hâkim
olduğu ve onun belli bir entelektüel birikime sahip olduğu düşünü-
lürse, bu birikimin karara yansıması tabiidir. Bununla birlikte hâkim
mesleki ve entelektüel birikimini karara yansıtırken bir taraftan da
gereksiz ve zihinleri yoracak ifadeler kullanmaktan kaçınmalı; tarafın
yerine getirmesi gereken işlerin neler olduğunu açık bir şekilde teker
teker yazdırmalı, bu işlerin yerine getirilmemesi halinde doğabilecek
sonuçları izah etmelidir.
Ara kararda taraftan yapması beklenen işlemin kayıt ve şarta bağ-
lanmaması gereklidir. Zira ara kararda yapılması istenen işlemin kayıt
12
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu bu düzenleme ile tanığın adresinin gös-
terilmemesi veya yanlış gösterilmesinden doğan gecikmelerin önlenmesini amaç-
lamıştır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda tarafa tanıkların ad-
resini bildirmesi için kesin süre verilmesi ve eğer süresinde adres bildirilmemişse
tanığın dinlenilmesinden vazgeçildiğine karar verilmesine ilişkin bir düzenleme
mevcut değildi. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 274. madde-
sine göre tanık listesinin verilmesi hakkında bkz. Mesut Ertanhan, Medeni Yargı-
lama Hukukunda Tanık ve Tanıklık, Seçkin Yayınları, Ankara 2005, s. 187-188.
13
15. HD, 22.11.2011, E. 2010/7482, K. 2011/6735
(www.legalbank.net); HGK,
16.11.1966, 2/1269-291 (Kuru, Usul- V, s. 5438).
14
Kural olarak avukatla temsil zorunluluğu bulunmayan hukukumuzda, tarafların
yargılama hukuku kuralları hakkında bilgi sahibi olmaması yüksek bir ihtimaldir.
Nitekim avukatla temsil zorunluluğunun amaçlarından birisi de açılan ve yürü-
tülen dava hakkında tarafları bilgilendirmek ve bu yolla da tarafları korumaktır
(Mine Akkan, Medeni Usul Hukukunda Avukatla Temsil Zorunluluğu, Yetkin Ya-
yınları, Ankara 2010, s. 154-158; İbrahim Ercan, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Tasarısı Bağlamında Medeni Yargıda Avukatla Temsil Zorunluluğu”,
Medeni Usul
ve İcra İflas Hukuku Dergisi
, S. 5, 2006/3, s. 1278).