

222
Götürü Tazminat Kavramına Bir Bakış
lundan; zararın karşılanması amacının ağır basması halinde götürü
tazminattan söz edilir.
Götürü tazminat anlaşmasında, götürü tazminat ediminin ta-
lep edilebilmesi için, her ne kadar miktarını ispat etme zorunluluğu
bulunmasa da, zararın meydana gelmiş olması
99
aranmaktadır. Asıl
borcun ihlal edilmesi sonucunda alacaklı herhangi bir zarara uğra-
mış değilse, götürü tazminatın kararlaştırılmış olması bir anlam ifa-
de etmez; zira zarar meydana gelmemişse, bu yönde bir kararlaştırma
götürü tazminat ediminin (alacağının) talep edilebilmesi için yeterli
değildir.
100
101
Ceza koşulu açısından bakıldığında ise, zarar bu yönde
bir talep için zorunlu bir unsur değildir.
Götürü tazminat anlaşmasında, taraflar arasında kararlaştırılan
götürü tazminat edimini aşan bir zarar söz konusu olduğunda
102
, sa-
99
Doktrinde bu hususa ilişkin bir görüş birliği olmadığı görülmektedir. Bir görüşe
göre (Sarı,
s.302; Tunçomağ,
s.861) alacaklının zararın varlığını dahi ispatlamasına
gerek yoktur. Bizim de paylaştığımız diğer görüş (Erdem,
s.108; Kapancı,
s.677,
dpn.109) uyarınca, tarafların arasındaki anlaşmada bu konuya ilişkin -sarih ya-
hut zımni- bir düzenleme yer almıyorsa, alacaklının zararın varlığını da ispat
yükünden kurtulduğunu iddia etmek güçtür. Taraflar arasındaki anlaşma kural
olarak alacaklıyı zararın miktarını ispat etmekten kurtarmaktadır; çünkü anlaş-
ma ödenecek tazminat miktarının belirliliğine ve miktarına yönelik olarak akded-
ilmektedir. Başka bir ifadeyle, götürü tazminat sözleşmesi tazminatın miktarına
ilişkin olup, sorumluluğun diğer şartlarında bir değişiklik yaratmaz.
100
Oertli, N.188. Özellikle Alman hukuk doktrininde bazı yazarlarca götürü tazmi-
natın zarardan bağımsız olduğu iddia edilmiştir (Lindacher, s.158 vd; Fischer (D.),
s.173 vd). Bu görüşün benimsenemeyeceği, çünkü götürü tazminatın zarardan
bağımsızlığı fikrinin sorumluluk hukuku ve tazminat ödeme yükümlülüğü an-
layışı ile bağdaşmayacağı yönünde bkz. Oertli, N.188; Birinci Uzun,
s.149.
101
Borca aykırılık nedeniyle ortaya çıkan zararın kararlaştırılmış olan götürü tazmi-
nata oranla çok düşük olması da bu durumu değiştirmez. Örneğin, götürü tazmi-
nat olarak 50.000 TL kararlaştırılan bir sözleşmede, asıl borcun ihlali nedeniyle
ortaya çıkan zararın 500 TL olması durumunda da borçlu kararlaştırılan götürü
tazminatı ödemek durumunda kalır. Bu gibi durumlarda ceza koşulu ile götürü
tazminat anlaşmasının birbirine çok yaklaştığı söylenebilir. Esasen tarafların
sözleşmeyi veya içerisinde yer alan kayıtları nasıl adlandırdıkları sözleşmenin
niteliği açısından önem arz etmediğinden bu gibi durumlarda götürü tazminat
anlaşmasından ziyade, ceza koşulundan söz etmek mümkün olabilir. Hakim an-
laşmanın içeriğini ve tarafların amacını göz önüne almak suretiyle sözleşmeyi yo-
rumlayarak bir sonuca varacaktır (bkz.Erdem,
s.111).
102
Doktrinde belirtildiği üzere, bu noktada hangi türden bir götürü tazminat an-
laşmasıyla karşı karşıya olunduğunun belirlenmesinde fayda vardır. Buna göre,
eğer ki mutlak veya üst limiti belirleyen kısmen nispi bir götürü tazminat an-
laşması söz konusu ise, sorumsuzluk anlaşmalarına ilişkin hükümler öncelikle
uygulama alanı bulacak; borçlunun ağır kusuruyla ortaya çıkmış bir zarar var-