Previous Page  110 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110 / 457 Next Page
Page Background

109

TBB Dergisi 2017 (130)

Uğur ARSLAN

senin salt haksız sigorta bedelinden yararlanmış olması, iştirak iradesi

bulunmadığı sürece, suç ortağı olarak sayılmaya yeterli değildir.

81

Suçun sigorta eksperi, tamirhane sahibi ve araç sahibinin anlaş-

ması sonucu organize biçimde işlenmesi durumunda ne olacaktır?

Aracında olmayan kazayı tutanakla hasar varmış gibi gösteren araç

sahibi, olmayan hasarı varmış gibi değerlendirip kıymet takdiri yapan

eksper ve söz konusu aracı servisinde onarılmış gibi gösterip fatura

kesen işyeri sahibi fail midir, yoksa yardım eden olarak mı sorumlu

olacaktır? Sigorta dolandırıcılığı suçunda TCK 37/2. maddede belir-

tilen

dolaylı faillik

çok söz konusu olamasa da TCK 39/1. maddesinde

düzenlenen yardım etme hususunun gündeme gelmesi muhtemel ol-

duğundan konunun açığa kavuşturulması gereklidir.

TCK 39. maddede

yardım edenler

tahdidi olarak sayılmış olup, bu

sıfatla yardım edenin sorumluluğuna gitmek için anılan maddede sa-

yılanlar arasında olmak gereklidir. Buna göre yardım edenler;

• “Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendir-

mek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat

etmek.

• Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlen-

mesinde kullanılan araçları sağlamak.

• Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bu-

lunarak icrasını kolaylaştırmak” olarak sayılmıştır.

Öte yandan müşterek faillik de TCK md. 37/1’de tanımlanmıştır.

Anılan hükme göre: “

Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte ger-

çekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.”

Burada, tipik fii-

lin asıl hareketlerini yapan ve tipik fiilin işlenişini doğrudan doğru-

ya beraber gerçekleştirilen kişiler önemlidir. Müşterek faillikten söz

edebilmemiz için her birinin fiilinin aynı zamanda olması önemli de-

izlenimi uyandırarak sigorta bedelini almak için dolandırıcılığa tam teşebbüs biçi-

minde gerçekleşen eylemine yardım ve destekte bulunmak suretiyle katılmaktan

ibarettir. Ayrıca, suçtan sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı

Türk Ceza Yasası’nda bu suç bakımından getirilen yeni düzenlemenin de Yerel

Mahkemesince değerlendirilmesi zorunludur. Bu itibarla, eylemi hırsızlık olarak

nitelendiren Yerel Mahkeme direnme hükmü isabetsiz olup, bozulmasına karar

verilmelidir. CGK, E:2005/11-85 K:2005/130 T:15.11.2005,

https://emsal.yargi

-

tay.gov.tr,

(erişim tarihi: 02.04.2016)

81

Tezcan/Erdem/Önok, s.502., Dönmezer, s.473.