Previous Page  222 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 222 / 457 Next Page
Page Background

221

TBB Dergisi 2017 (130)

Zeynep GÜDÜK

“fedakârlığın denkleştirilmesi”

ilkesi vurgulanmıştır.

140

Komşuluk huku-

kuna ilişkin bir uyuşmazlıkta Yargıtay;

“davalının avlusunda davacının

evini 8.50 metre uzaklıkta hayvan gübrelerini biriktirmesi, tarım ve hayvan-

cılıkla iştigal eden köy şartlarında yukarıda belirtilen “komşuluğun olağan

hoşgörü sınırlarını aşan ve komşunun kendisi ve ailesi ile taşınmazı zararına

aşırı derecede etkili olabilecek türden bir iş ve eylem olarak kabulü mümkün

değildir”

gerekçesiyle komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan

bir kullanım hali saptanmadığından davanın reddine karar vermiş-

tir.

141

Bu şekilde tarafların yarar ve zarar dengeleri değerlendirilmiş ve

fedakârlık denkleştirilmiştir.

142

SONUÇ

Türk çevre hukukunun çevresel sorumluluğa ilişkin hüküm-

leri genel olarak değerlendirildiğinde, çevresel sorumluluğun dü-

zenlendiği kanunlar, çevresel sorumluluğu farklı bakımlardan ele

alan hükümler içerse de, bazı yönlerden ihtiyacı karşılamakta yeter-

siz kalmaktadır. Bu doğrultuda Avrupa Birliği Çevresel Sorumluluk

Direktifi’nin ülkemiz açısından da önemli bir düzenleme olduğu ve

140

Alıca, s.62, 63.

141

…Benzer yönde Yargıtay 1. Hukuk Dairesi bir kararında “…taşınmaz malikini

komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan

aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatış-

malarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz ma-

liklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma

ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı

sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut ola-

yın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöre-

sel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini göz önünde bulundu-

rarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma

ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı

giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak su-

retiyle özverileri denkleştirme durumundadır.” ifadelerini kullanmak suretiyle,

MK.m.737’nin komşular arasında uyumlu bir ilişkinin sağlanmasını amaçladığını

belirtmiştir. Y. 1. HD., 28.02.2011 T., 2011/169 E., 2011/2179 K. (www.hukukturk.

com arşivi).

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 30.09.2010 tarihinde verdiği bir kararına konu olan

olayda, davalının mülkiyet alanı içerisinde projeye aykırı olarak, davacının bina-

sına cepheli pencere açmasının MK. 737. maddesinde düzenlenen hoşgörü sınırını

aşacak nitelikte bir davranış olarak yorumlanamayacağını ve bu durumun kom-

şuluk hukuku açısından zarar verici nitelikte olduğunu söyleyebilme imkanın da

bulunmadığını tespit etmiştir. Y.

1.HD.

, 30.09.2010 T., 2010/7828 E., 2010/9611 K.

(www.hukukturk.com

arşivi).

142

Alıca, s.63.