Previous Page  223 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 223 / 457 Next Page
Page Background

222

Türk Mevzuatında Çevreyi Kirletenin Hukuki Sorumluluğu

uyumlaştırılmasıyla eksikliklerin giderileceği kanaatindeyiz. Bu çer-

çevede çevresel sorumluluk kurallarının açıkça yer aldığı ve AB Çevre

mevzuatı uyumu kapsamında çıkarılması konusunda taahhütte bu-

lunduğumuz “Çevresel Sorumluluk Hakkında Kanun”un yürürlüğe

konulması çok önemlidir. Bu kanunda çevresel sorumluluğun temel

esaslarını belirleyip, çevresel sorumlulukla ilgili temel kavramların

tanımına yer verilmesi ve çevresel sorumluluğu doğuracak faaliyetleri

içeren bir listenin de eklenmesi yararlı olacaktır.

Çevre Kanunu’nda hukuki sorumluluk açısından önemli eksik-

likler bulunmaktadır. Çevre Kanunu’nda çevresel zarar kavramının

tanımına yer verilmemesi hem uygulamada bir takım sorunlara yol

açarken, hem de çevresel zararın dar anlamda zarar olarak yorumlan-

ması neticesinde çevreyi korumakta eksik kalmaktadır.

Çevre Kanunu’nun 28. maddesinde de ciddi eksiklikler göze çarp-

maktadır. 28. maddenin sadece özel hukuka ilişkin bir sorumluluk

anlayışını benimseyip, çevresel sorumluluğu şahsa veya mala ilişkin

özel bir hakkın ihlaline bağlayarak, saf çevresel zararların sorumluluk

kapsamı dışında bırakması, bu düzenlemenin en önemli eksiklikle-

rinden biridir. Bu eksiklikten dolayı gerçek anlamda çevre korunması

gerçekleşememektedir. Kişilerin şahsi veya malvarlığı haklarının ihla-

li sonucunu doğuracak çevresel zararların yanında Çevresel Sorumlu-

luk Direktifi hükümlerinden yararlanarak toprak, biyolojik çeşitlilik,

hava ve sulara yönelen saf çevresel zararların da sorumluluk kapsa-

mına alınması, mevzuatımızdaki önemli bir boşluğun doldurulmasını

sağlayacaktır. Böylece çevresel zararlar bakımından gerçek koruma

sağlanabilecektir. ÇK m.28’de ortaya çıkmış çevresel zararın doğuraca-

ğı hukuki sonuç olarak sadece zararın tazminine yer verilerek, zararın

giderilmesine ve eski hale getirilmesine ilişkin hükümlerin bulunma-

ması, bu düzenlemedeki çok önemli eksikliklerden bir diğeridir. Bu

durumda çevre zararı tam giderilemez, çevre için gerekli koruma ve

sürdürülebilirlik sağlanamaz.

143

Bu hukuki boşluğun doldurulmasın-

da da Çevresel Sorumluluk Direktifi’nin iyileştirici ve tamamlayıcı

tedbirleri içeren hükümlerinden faydalanılabilir.

143

Güneş, s.106.