

274
Vergi Hukukunda Tekerrür ve Tarhiyat Öncesi Uzlaşma ile İlişkisi
SONUÇ
Bu çalışmada, vergi hukukundaki tekerrür kurumu incelenmeye
çalışılmıştır. Çalışmada dikkat çekilmek istenen ana sorun tekerrüre
ilişkin hükmün belirsizliği ve etkileşim halinde olduğu diğer kurum-
larla arasında uyumsuzluk olması ve ceza hukukunda uygulanan te-
kerrür kurumuna nazaran çağın gerisinde kalmasıdır. Bu da söz ko-
nusu çalışma ile ilgili birçok hukuki tartışmaya sebep olmaktadır.
Ceza hukukunda tekerrür durumunda güvenlik tedbiri uygula-
nırken vergi hukukunda halen eski ceza kanunda olduğu gibi ceza
artırılmaktadır. Bu, hukuk devleti kapsamında suç ve ceza arasında
bulunması gereken adil dengeye ve cezanın amacına aykırı bulun-
muştur.
Bunun dışında hükmün belirsizliği ve diğer kurumlarla uyum-
suzluğu kapsamında da birçok tartışma yapılmış ve şu sonuçlara ula-
şılmıştır. Kanunda yer alan usulsüzlük ifadesi ile sadece genel usul-
süzlük kastedilmektedir. Zira kanun koyucu özel usulsüzlüğü ayrıca
vurgulamaktadır. Bunun dışında ilk ve son kesilen cezaların aynı ol-
ması gerektiği belirtilmiştir. Zira kanun koyucu bunu göz önüne ala-
rak farklı zaman dilimleri ve oranlar belirlemiştir. Bir başka tartışı-
lan konu, VUK madde 339 uyarınca tekerrürün uygulanabilmesi için,
ikinci cezanın kesilmesi şartının doğurabileceği sakıncalardır. Yargı
organının tekerrür hükümlerinin uygulanması için cezanın kesilme-
sini değil kabahatin işlenmesini şart koşması, tekerrür kurumunun
mantığına ve belirlilik ile suç ve cezaların yasallığı ilkelerine daha
uygundur. Bu sebeple VUK madde 339’da “kabahatin işlenmesi” veya
“ihlalin gerçekleştirilmesi” şeklinde yasal düzenlenmeye ihtiyaç du-
yulduğu belirtilmiştir.
Çalışmada son olarak ise tarhiyat öncesi uzlaşma ile ilişkisi üze-
rinde durulmuştur. Tekerrürün şartlarından cezanın kesilmesi, teker-
rür ile tarhiyat öncesi uzlaşma arasındaki uyumsuzluğun temelinde
yatmaktadır. Kesilmemiş bir ceza için tarhiyat öncesi uzlaşma yoluna
başvurulması üzerine, uzlaşma sağlandığı takdirde kesinleşme söz ko-
nusu olmakta ve uzlaşılan miktar doğrudan ödenebilir safhaya getiril-
mektedir. Ancak bu durumun, cezanın kesilmesi olarak addedilmesi
mevzuata göre mümkün gözükmemektedir. “Ceza kesme” başlığı al-
tındaki kanun hükümlerinde bu husus düzenlenmediği gibi, tarhiyat