

106
Türk Ceza Kanunu’nda Gürültüye Neden Olma Suçu
suçlar zaten ancak birden çok kişiye yönelik olarak işlenebildiğinden,
her olay bakımından aynı neviden fikri içtima kuralını uygulamak ge-
rekecek, TCK’nın 43. maddesine göre her olayda ceza otomatik olarak
ağırlaştırılacaktır.
145
Aktarılan eleştiri bakımından, kanun koyucunun tercih ettiği dü-
zenleme biçiminin isabetli olup olmadığı sorusu bir yana bırakılırsa
146
kanımızca “topluma karşı işlenen suçlar mağduru belli bir kişi olma-
yan suçlardan değildir” demek meseleyi çözmeye yetmemektedir.
Çünkü “topluma karşı işlenen suçlar mağduru belli bir kişi olmayan
suçlardan değildir” önermesi kabul edilirse yeni bir sorun oluşacak-
tır. Şöyle ki TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasında ilk cümlesinde “
aynı
kişi
” ifadesine yer verildiğinden zincirleme suç hükmünün topluma
karşı işlenen suçlarda uygulanamayacağı sonucuna varmak gereke-
cektir. Bu kabulde TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi
tamamen anlamsız hale gelecektir.
Kanımızca hükmün konuluş amacı dikkate alındığında TCK’nın
43. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “
birden fazla kişiye karşı”
ifadesi
“
belirli birden fazla kişiye
” şeklinde anlaşılmalıdır. Kaldı ki aynı neviden
fikri içtima TCK’nın 43. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
Mağduru belli bir kişi olmayan suçlara ilişkin kural ise aynı maddenin
1. fıkrasının son cümlesinde yer almaktadır. O halde söz konusu cüm-
leye kanun koyucu TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasındaki zincirleme
suç kuralının mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda uygulanacağını
belirtmek için yer vermiştir. Kanımızca kanun koyucu mağduru belli
bir kişi olmayan suçlar açısından aynı neviden fikri içtima kuralının
da uygulanabilmesini sağlamayı amaçlasaydı, TCK’nın 43. maddesi-
nin ilk fıkrasının son cümlesindeki düzenlemeye maddenin 2. fıkrasın-
dan sonra örneğin 3. fıkrasında yer verebilirdi. Bu bağlamda hükmün
düzenleme yerinin yol gösterici olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim
TCK’nın 43. maddesinin 2. fıkrası 5377 sayılı Kanun ile yapılan de-
ğişiklikle oluşturulmuştur ve söz konusu kanuna ilişkin hazırlanan
TBMM Adalet Komisyonu Raporu’nda aynı neviden fikri içtima ile
145
Katoğlu, s.688 vd; Ayrıca bkz. Türkan Yalçın Sancar, “Türk Ceza Kanunu’nda
Zincirleme Suç”,
TBBD
, S.70, 2007, s.256 vd.
146
Aynı neviden fikri içtimaya ilişkin düzenlemenin yerine dair eleştiriler için bkz.
Mahmut Koca, “Fikri İçtima”,
CHD
, Y.2, S.4, Ağustos 2007, s.199, 215; Koca/Üzül-
mez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.520; Özgenç, s.596.