

281
TBB Dergisi 2017 (132)
Ahmet Fatih ÖZKAN
Ülkemizde hâlihazırdaki eğilim göz önüne alındığında rekabet hu-
kukunda uzmanlaşmanın istinaf mahkemeleri nezdinde ayrı bir daire
kurulmak suretiyle sağlanması, ayrı ilk derece rekabet mahkemeleri-
nin kurulmasından daha yüksek bir olasılıktır. Bu nedenle İngiltere ve
Avustralya gibi ülkelerde uygulanmakta olan sistemin, kanun koyu-
cu tarafından Türkiye için model alınması düşük bir ihtimaldir. Yine
rekabet hukukundan doğan davalar için ayrı bir daire oluşturulması
yerine Hollanda’daki gibi ayrı bir temyiz mahkemesinin kurulması da
Türk yargı örgütüne yabancı bir yöntemdir. Kaldı ki ABD, Almanya
ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde bile ilk derece rekabet mahkemeleri-
nin bulunmadığı dikkate alındığında Türkiye’de bu tür mahkemelerin
kurulmasının, rekabet hukukuna atfedilen değer de dikkate alındığın-
da, bir hayalden öteye gidemeyeceği dahi söylenebilir.
Sonuç olarak Türkiye’de rekabet hukukunda uzmanlaşma,
hâlihazırda iptal davalarıyla sınırlı olmak üzere ve yalnızca Danıştay
nezdinde bulunmakta olup, ilk derece mahkemeleri ve istinaf mah-
kemeleri nezdinde bir uzmanlaşma söz konusu değildir. Ancak her
ne kadar temyiz mahkemesi nezdinde bir uzmanlaşma sağlanmış olsa
da ilk derece mahkemeleri nezdinde bir düzenlemeye gidilmeksizin
uzmanlaşmanın tam olarak hayata geçirilmesi, özellikle de mevcut
sistemdeki adli yargı-idari yargı iki başlılığının ortadan kaldırılması
mümkün değildir. Unutulmaması gereken başka bir gelişme de isti-
nafın yürürlüğe girmesinin ardından iptal davalarında temyiz yolu-
na başvurudaki parasal sınırın 120.000 TL’ye çıkarılmış olmasıdır. Bu
nedenle RK’nın verdiği kararların bir bölümü daha Danıştay’a ulaşa-
madan istinaf aşamasında kesinleşecek, bu da Danıştay 13. Daire’deki
uzmanlığın önemini azaltabilecektir.
Sonuç
AB’ye üyelik sürecinde ülkemizde 1994 yılında 4054 sayılı Kanun
yürürlüğe koyulmuş, bu kanunu uygulamakla görevli ve yetkili olan
Rekabet Kurumu kurulmuş, böylece bakanlık bünyesinde bir birim
mektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemelerindeki bir dairenin rekabet hukuku
konusunda ihtisaslaşması ve Kurul kararlarının ilk derece yargı denetiminin bu
mahkemede yapılması, temyiz merciinin ise Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesi ol-
masını önermekteyiz.”).