Previous Page  232 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 232 / 685 Next Page
Page Background

231

TBB Dergisi 2017 (133)

Hakan PEKCANITEZ

Adli tatille ilgili son yapılan değişikliğin gerekçesine bakıldığında;

1930’lu yılların başında tarım toplumunun imkânları eskisine göre de-

ğişmişse de, nüfusumuzun önemli bir kısmı hala kırsalda oturmakta ve tar

ım-

la uğraşmaktadır. Ayrıca ü

lkemizin iklim şartlarına göre, tüm kamu ku-

rumlarında olduğu üzere, yargı mensupları da tatil ihtiyaçlarını karşılamak

için genellikle yaz aylarını tercih etektedirler. İdeal olan delilleri toplayan ve

onlarla doğrudan temasta bulunan hâkimin karar vermesidir. Hâkimin veya

taraf vekilinin öngörülemeyecek bir zamanda değil, önceden kanunla belirlen-

miş olan dönemde tatile çıkması, davaların daha sağlıklı şekilde sonuçlandırı-

labilmesini sağlayacaktır”

denilmiştir.

2004 yılından bu yana adli tatille ilgili yapılan değişikliklere baktı-

ğımızda değişen adli tatil tarihleri şöyledir:

20 Temmuz - 5 Eylül (HUMK m. 175. maddesi)

1 Ağustos - 5 Eylül (HUMK m. 175’in 5219 sayılı Kanun’la 2004 yılın-

da yapılan değişiklik)

1 Ağustos - 5 Eylül (Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 102. madde-

si-2011)

20 Temmuz - 31 Ağustos (Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2013 tari-

hinde değiştirilmiş hâli)

Yukarıdaki değişikliklere bakıldığında sürelerle ne kadar kolay

oynandığı ve ne kadar kolay kanun değiştirildiği bir kez daha görül-

mektedir. Maalesef her seferinde azaltılan daha sonra tekrar ilave edi-

len üç beş günlük süreler yargının hızlanmasında hiçbir olumlu etki

yaratmamaktadır. Buna rağmen adli tatilin amacını bilmeyen bazı ki-

şilerce adli tatilin başlı başına yargının gecikme sebeplerinden birisi

olduğu ileri sürülmektedir. Yine adli tatilin günümüz koşullarına uy-

gun olmadığı, bunun 1930’lu yılların tarım toplumuna özgü olduğu

söylenmektedir. Hâlbuki yargının düzen içinde tatil yapabilmesi için

her ülkede benzer bir uygulama bulunmaktadır.

38

Hatta adli tatil bazı

Akdeniz ülkelerinde 45 günden daha uzundur. Adli tatil süresi içinde

sona eren süreler, adli tatilden sonra uzatıldığından, adli tatil tarihle-

rinin sürekli değişmesi, uygulamada bu değişikliklerin fark edilmeyip

hak kaybına neden olmak dışında hiçbir yararı olmamıştır.

38

Ayrıca bkz. H. Taş Korkmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Adlî Tatil ve

Adlî Tatil Kurumuna Eleştirel Bir Bakış,

MİHDER

2013/I, C. 9, S. 24, s. 33 vd.