Previous Page  241 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 241 / 685 Next Page
Page Background

240

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Erozyon Süreci

Kanunda yer alan

“Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mes-

leğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda

bilirkişiye başvurulamaz

” hükmü (Bilirkişilik Kanunu m.3/3) Hukuk

Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinin bir tekrarıdır. Bu yönde-

ki hüküm yıllardır usul kanunlarımızda yer almasına rağmen, giderek

artan şekilde hukukî konularda bilirkişiye başvurulmaktadır. O hâlde

kanun yaparak, ya da yeni bir hüküm ekleyerek hukukî konularda

bilirkişiye başvurulması önlenememektedir ve önlenemeyecektir. Bu

düzenleme, uygulaması olmayan metruk bir hükmün tekrarıdır. Asıl

sorun çözülmeden bu konuda bir sonuç alınmayacaktır. Bunu yıllardır

bildiğimiz hâlde yeniden yeni bir kanun ile engellemeye çalışıyoruz.

Temel ilkeler başlığını taşıyan 3. maddede yer alan hükümler, Hu-

kuk Muhakemeleri Kanununda yer alan hükümlerin tekrarı niteliğin-

dedir. Her şeyden önce kanun yapma tekniği bakımından, mevzuatta

mevcut olan hükümlerin başka kanunlarda da tekrarlanması hatalı

ve lüzumsuzdur. Bu özensizliği diğer kanunlarda da görmek müm-

kündür. Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yetkili mahke-

me hakkında yer alan genel kural (HMK m.6), özel hüküm yoksa her

davanın davalının yerleşim yerinde açılabilmesini öngörür. Bu yönde

hüküm Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda mevcut iken, Medeni Ka-

nunda bu genel kural farklı maddelerde 16 kez gereksiz biçimde tek-

rarlanmıştır. Üstelik İsviçre’de federal yapı nedeniyle Medeni Kanun-

da yer alan bu hükümler, daha sonra Federal Usul Kanunu’na alınmış

ve Medeni Kanundan çıkarılmıştır. Biz ise yeni Medeni Kanunumuzda

genel yetkiyle ilgili tekrarı muhafaza ettik.

Bilirkişilik Kanunu’nda yer verilen ilkeler Hukuk Muhakemeleri

Kanunu’nda zaten yer almaktadır. Şimdi bir kez daha bu ilkeleri başka

bir kanunda tekrarlarsak nasıl bir fayda sağlayabiliriz?

Bu maddenin 7. fıkrasında “

aynı konuda bir kez rapor alınması esas-

tır”

denilmektedir. Aynı konuda rapor veren bilirkişi doğru ve isabetli

bir rapor verememişse, elbette aynı konuda ikinci bir rapor alınacaktır.

Bu hâkimin takdirindedir.

45

Bu konuda nasıl esas olarak bir hüküm ge-

tirilebilir? Keza Yargıtay bilirkişi raporları arasında çelişki varsa mut-

45

S. Tanrıver,, Hukuk Yargısı Bağlamında Bilirkişilik Kanunu Tasarısının Değerlen-

dirilmesi,

TBBD

2015/119, s. 236 (“Bilirkişilik Kanunu Tasarısı”).