

243
TBB Dergisi 2017 (133)
Hakan PEKCANITEZ
kişi de uzmanlığı ile ilgili bu sorulara ilişkin bir rapor hazırlayabilir.
Bunun için bilirkişinin ayrıca eğitime tabi tutulması gerekmez.
Bilirkişiler uygulamada yazılı rapor vermekte hiçbir şekilde du-
ruşmaya davet edilerek tarafların sorularını cevaplamaları istenilme-
mektedir. Bu ise bilirkişi raporunun gerçekten yargılamada tartışıla-
mamasına neden olmaktadır. Gerek hâkim gerekse tarafların bilirkişi
raporundan tatmin olabilmeleri için bilirkişinin mutlaka duruşmaya
davet edilerek rapor hakkındaki sorularını sorabilmelidirler. Ancak
duruşmalar 5-10 dakikalık aralarla yapıldığından, bilirkişiye doğru-
dan soru sorabilmek imkânı bulunmamaktadır.
49. maddede önerilen değişiklik de ilginçtir. 6100 sayılı Kanun’un
266. maddesinin birinci fıkrasına hukukî konularda bilirkişilik yapıla-
maz denildikten sonra, hukuk öğrenimi dışında bir uzmanlığa sahip
olmadıkça hukukçular bilirkişi olarak görevlendirilemez denilmesi ve
aynı hususun, aynı maddenin, aynı fıkrasında iki kez tekrarlanması
hukuk öğrencilerine dahi anlatımda zorluk yaratacak ölçüde gereksiz
bir tekrardır. Ancak anlaşılması daha zor olan husus bu kadar açık
kanun hükmüne rağmen uygulamada bölge adliye mahkemelerinin
bilirkişi listesinde hâlâ hukukçulara yer verilmesidir.
6100 sayılı Kanun’un 279. maddesinin dördüncü fıkrasının değişti-
rilmesine ilişkin 54. madde bu maddenin 4. fıkrasının değiştirilmesini
haklı kılacak hiçbir yenilik getirmemektedir. Yukarıda da belirttiğim
gibi hâkim bilirkişinin uzman olarak cevaplaması gereken hususları
belirtirse zaten bilirkişi gereksiz açıklamalar yapmayacaktır. Bu işin
özü bilirkişiye incelemesi, değerlendirmesi ve cevaplaması gereken
soruların açık ve net biçimde sorulmasıdır Ancak dosya okunmadan
bilirkişiye verildiğinden, bu soruların sorulması mümkün olmamak-
tadır. Açık söylemek gerekirse bu rahatlığı da iş yüküyle açıklamak
kabul edilebilir olmamalıdır.
10. maddenin 4 fıkrasında hukukçuların bilirkişi siciline kaydedi-
lemeyeceği belirtilmiştir. Hâkimler gerçekten alanlarında uzman olur
ve iş yükleri de makul hâle getirilirse bu kendiliğinden çözülecektir.
49
Bu konuda mutlaka belirtmem gereken bir husus da Hukuk Muhake-
meleri Kanunu taslağının gerekçesinde bu kanunun başarı ile uygula-
49
Ayrıca bkz. Tanrıver, Bilirkişilik, s. 45; Toraman, Bilirkişilik Kanunu, s. 81.