Previous Page  571 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 571 / 685 Next Page
Page Background

570

Sınai Mülkiyet Kanunu ve Yargıtay Uygulamasında Marka Hukukunda Tazminat

işletmenin itibarı, markanın itibarı ile de yakından ilişkilidir. Nitekim

kötü ve uygun olmayan üretim sonucu, markanın müşteri nazarında

itibarının düşmesi, markayı emek harcayarak belli bir konuma geti-

ren marka sahibinin ve işletmenin itibarına da zarar verecektir. Diğer

taraftan olması gereken hukuk açısından fiili zarar ve yoksun kalınan

kazancın tazmini yanında manevi tazminat davası açma imkânı var-

ken, hatta bu tazminat miktarlarının belirlenmesinde markanın eko-

nomik önemi ve piyasadaki etkinliğinin nazara alınarak hakkaniyet

ölçüsünde artırım yapma imkânı da bulunmaktayken markanın kötü

kullanımı veya uygun olmayan şekilde piyasaya sürülmesinin ayrı bir

tazminat sebebi olarak öngörülmesi eleştiriye açıktır.

Üzerinde durulması gerekilen diğer bir nokta da, işin doğası gereği

markaya tecavüz fiillerinin büyük çoğunluğunda zaten markanın kötü

kullanımı veya uygun olmayan şekilde piyasaya sürülmesi, daha ucuz

ve kalitesiz malzemelerin kullanıldığı gerçeğidir. Diğer bir deyişle mar-

kaya tecavüzün, asıl markanın standardını değiştirmeden veya marka-

ya değer katacak bir şekilde vuku bulması çok istisnai hallerde müm-

kün olur. Dolayısıyla mevcut düzenleme kapsamında hemen hemen

bütün markaya tecavüz hallerinde itibar tazminatına hükmedilmesi

gündeme gelecektir. Bu anlamda itibar tazminatının genelde tanınmış

markalara tecavüz halinde oluşacağı görüşüne

129

katılmamaktayız. Ka-

naatimizce her markanın kendine göre bir itibarı olduğundan dolayı,

kanundaki itibar tazminatının uygulanması açısından bir ayrım yapıl-

mamalıdır. Ancak böyle bir ayrımın işlevi itibar tazminatının varlığı

bakımından değil, miktarı bakımından bir anlam taşıyabilir. Diğer bir

deyişle tanınmış markaların itibarının alelade markaların itibarından

fazla olduğu ve kötü kullanım veya uygun olmayan tarzda piyasaya

sürülme durumlarında bu itibarın daha fazla zedeleneceği aşikâr olsa

da bu durum yalnızca tazminat miktarı açısından bir anlam ifade eder.

İtibar tazminatı bakımından değinilmesi gereken diğer bir nok-

ta ise kötü kullanım veya uygun olmayan şartlarda piyasaya sürme

eyleminin her zaman üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilmeyeceği-

dir. Marka sahibi ile arasında lisans anlaşması gibi hukuki ilişki içinde

olan kişiler de markanın itibarına zarar verebilir. Nitekim lisans alan

8.12.2003. Kazancı İçtihat Bankası.

129

Dirikkan, s. 309; Kaya, s. 300;Çolak, s.648.