Previous Page  121 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 121 / 705 Next Page
Page Background

120

Kurgudan Gerçekliğe Uzanan Bir Tartışma Alanı: Susma Hakkının İdare Hukukunda ...

1. Tez: İdarî Yargılama Öncesinde Susma Hakkının

Uygulanamazlığı

Bir savunma yöntemi olan susma hakkının, idarî yargılama aşama-

sı öncesinde, idarenin denetim ile yaptırım uygulama yetkilerini kul-

lanması durumunda gündeme gelebileceği belirtilebilir. İdare, kamu

düzeninin çeşitli unsurlarının korunması ve sağlanması bakımından

çeşitli denetim faaliyetlerini yürütmektedir. İdarî kolluk yetkilerinin

“a posteriori denetim”

şeklindeki görünümü açısından idare, ilgili mev-

zuat uyarınca her türlü bilgi ve belgeyi toplama, inceleme gibi yetkileri

kullanabilme ayrıcalığına sahip kılınmıştır. İdarenin böylesi geniş bir

bilgi ve belge isteme yetkisinin kaynağını, ilgili idarî düzeninin korun-

ması ve kollanması konusunda devletin sahip olduğu yükümlülükler

oluşturmaktadır. Nitekim idarî kolluk denetimi sonucunda, idarî dü-

zenin ihlâl edildiği tespit edilirse, idare tarafından bu düzeni geri ge-

tirici birtakım idarî tedbirlerin ve idarî yaptırımların uygulanması söz

konusu olmaktadır. Dolayısıyla, kendisi hakkında bir idarî yaptırım

uygulanması ihtimali olduğunu düşünen gerçek veya tüzel kişinin,

idarî kolluk denetimi aşamasında susma hakkını kullanıp kullanama-

yacağı sorusu doğmaktadır.

İdarenin kolluk denetimi öyle bir faaliyettir ki bu denetimin ya-

pılmaması kamu düzeninin bozulmasına sebebiyet vereceği gibi, bu

bozulmanın çok çeşitli sonuçları söz konusu olabilecektir. Örneğin

idarenin ekonomik kolluk faaliyeti kapsamında bankalara yönelik çok

ayrıntılı denetleme yetkilerini kullanması söz konusudur. 19.10.2005

tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca finansal piyasalarda

güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde ça-

lışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması nokta-

sında BDDK’ya, Kanun’da düzenleme ve denetlemeyle ilgili görev ve

yetkiler verilmiştir. Bu görev ve yetkilerin bir bölümünü a posteriori

denetim kapsamında, BDDK’nın yerinde denetim ve gözetim ile bilgi

ve belge isteme faaliyetleri teşkil etmektedir (m.95,96).

“Bilgi ve Belge

İsteme”

başlıklı 96. madde uyarınca Kanun’a tâbi kuruluşlar, Kanun’un

uygulanması ile ilgili olarak her türlü bilgi ve belgeyi BDDK’nın tale-

bi üzerine BDDK’ya tevdi etmekle yükümlüdür. Aynı maddeye göre

kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, devletin güvenli-

ği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak hâller ile mes-