

122
Kurgudan Gerçekliğe Uzanan Bir Tartışma Alanı: Susma Hakkının İdare Hukukunda ...
ki bu bozulmanın, devletin varlığını dâhi tehdit edecek noktaya gel-
diği küresel ve yerel ölçekteki bankacılık krizlerinden görülmektedir.
Dolayısıyla idarenin bankalara ve diğer finansal kurumlara yönelik
ekonomik kolluk faaliyetinde böylesi ayrıntılı bilgi ve belge isteme-
si, ekonomik kamu düzeninin sağlanmasının önemli bir ayağını teşkil
etmektedir. Nitekim BDDK’nın denetim faaliyetinde, ilgili bankanın
Bankacılık Kanunu ve ilgili mevzuata aykırılıklar tespit ettiği takdirde
Kanun’da öngörülen çok çeşitli ve ayrıntılı idarî yaptırımların uygu-
lanması gerekecektir. Örneğin, incelenen finansal tablolar ve diğer fi-
nansal veriler çerçevesinde bir bankanın malî gücünün yetersizliğinin
tespiti halinde o bankanın faaliyet izninin kaldırılması gibi bir idarî
yaptırım uygulanması söz konusu olacaktır. Böylesi bir denetimin
yapılmaması, Kanun’da öngörülen bilgi ve belgelerin idareye veril-
memesi, sektörün işleyişini bozan bir yapıya gereğinde ve yeterli bir
müdahalenin önüne geçecek ve sistemik risk özelliği nedeniyle bütün
bir ekonomik düzeni tehdit edecek hale gelebilecektir. Dolayısıyla
Kanun’da öngörülen, ekonomik düzeni koruyucu idarî yaptırımların
ölçülü bir şekilde devreye sokulabilmesi de idarenin değerlendirebile-
ceği bilgi ve belgelerin teminine bağlı olacaktır.
İdarenin kolluk faaliyetini yürütmesi durumunda, kişinin kendi-
si hakkında bir yaptırım uygulanabileceği düşüncesiyle talep edilen
beyanlarda bulunmaması ve belge sunmaması, farklı yaptırımların
uygulanmasını gerektirebilecektir. Örneğin, Bankacılık Kanunu uya-
rınca, Kanun’un 95 ve 96. maddeleri kapsamında BDDK tarafından
talep edilen bilgilerin gönderilmemesi hâlinde idarî para cezası uygu-
lanacaktır (m.146/1-p). Bankacılık Kanunu’nda bu yönde öngörülen
para cezası riski ile karşı karşıya kalınması, ilk bakışta İHAM içtihadı-
na uygun olmayan bir zorlama da değildir. Nitekim İHAM, Saunders
kararında, idarece yapılacak araştırmanın, idarî ve adlî işlemlerin da-
yanağı olabileceğini söyleyerek; ticari ve malî faaliyetlerin, kamu yara-
rına uygun olarak ve etkin biçimde düzenlenmesi karşısında, yargısal
usule ilişkin birtakım güvencelerin uygulanmamasını kabul etmiştir.
Diğer taraftan kararda, kamu yararının bulunmasının âdil yargılama
usulünün temel ilkelerinden ayrılmayı da meşrulaştırmayacağına işa-
ret etmiştir. Yine örneğin, 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler
Kanunu’nda; görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu gö-