

338
İstinaf İncelemesi Sonucunda Verilebilecek Kararlar
lillerin yeterince toplanmaması durumunda tahkikat aşamasında bu
eksikliği tamamlamak yönünde faaliyette bulunmak
68
yalnızca dene-
tim değil aynı zamanda hüküm mahkemeleri olarak faaliyet gösteren
istinaf mahkemelerinin görevidir.
İlk derece mahkemesi kararı istinaf mahkemesi tarafından kaldı-
rıldığında dosya kendisine gelen ilk derece mahkemesi, istinaf mah-
kemesinin verdiği bu karar ile bağlıdır. Anılan usûli ihlallerin varlığı
hâlinde istinaf mahkemesi esas hakkında incelemeye geçememektedir.
O hâlde istinaf mahkemesi HMK md. 353/1a hükmünde mevcut olan
bir ihlâli tespit etmiş ve bu tespitten sonra kararı kaldırmış ise dosyayı
uygun gördüğü ilk derece mahkemesine göndermekle yetinir, başka
bir müdahalede bulunamaz. Artık bu durumda istinaf mahkemesi bir
inceleme yapmakta, ancak esasa girmemekte ve kendisi işin esası hak-
kında bir karar vermemektedir.
69
Söz konusu gönderme kararı usûle
ilişkin nihaî bir karardır. Bu karar ilk derece mahkemesini kararını
bağlar, dolayısıyla ilk derece mahkemesi bu gönderme kararı çerçe-
vesinde işlem yapmak zorundadır ve bu gönderme kararı tek başına
temyiz edilmez.
70
kının ihlal edildiği, tarafların tanık deliline dayanmış olduğuna göre, mahkemece
tanıklarının isimlerini bildirmeleri için taraflara usûlüne uygun süre verilmesi,
uyulmaması halinde ise kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi
gerektiği ve tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri
toplanmadan karar verilmiş olması nedeniyle HMK md.353/1a-6 düzenlemesine
dayanarak kanaatimizce yerinde olarak gönderme kararı vermiştir (Kazanci İçti-
hat ve Bilgi Bankası, 24.12.2017).
68
Örneğin; bilirkişi raporu yetersiz ve çelişkili ise bu eksiklik istinaf mahkemesinde
tamamlattırılmalıdır ya da ilk derece mahkemesinde dilekçede tanık deliline da-
yanılıp, isimleri belirtildiği hâlde tanıkların hepsi dinlenmeden karar verilmişse
istinaf mahkemesi eksik kalan tanıkların dinlenmesine karar vermelidir. Aksi du-
rum yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebebiyet verecektir.
69
Çiftçi, s. 656.
70
Özekes, Pekcanıtez Usûl, s. 2273; Kuru, s. 691; Akkaya, s. 331. Burada yazar ka-
naatimizce de yerinde olarak bir ayırım yapmış ve istinaf mahkemesinin esas
bakımından temyize tâbi olmayan kararları söz konusu ise HUMK md.423/M1
(şimdi HMK md. 353/1a) kapsamında verilen gönderme kararlarının davanın
esası anlamında değil ve fakat söz konusu usûlî eksiklikler bakımından dar ve
teknik anlamda kesin hüküm teşkil edeceğini, buna karşılık esas hüküm bakımın-
dan temyiz yolu açık bir dava veya iş hakkında karar verilmişse burada “
kesinlik
”
kavramının kararın teknik ve şekli olarak kesinleşmesi şeklinde değil, gönderme
kararının ilk derece kararını bağlaması, ilk derece mahkemesinin bu gönderme
kararı çerçevesinde işlem yapmak zorunda olması gereği ve bu gönderme kararı-
nın tek başına temyiz edilemeyecek olması şeklinde anlaşılması gerektiğini belirt-
miştir (Akkaya, s. 331).