Previous Page  435 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 435 / 705 Next Page
Page Background

434

Türk Medeni Kanunu’nda Evlilik Birliği İçerisinde Kadının Ekonomik ve Sosyal Hakları

müdahale talep edebilir.

5

Düzenlemenin ikinci fıkrasında (TMK md. 186/II) ise, eşlerin ev-

lilik birliğinin yönetimi konusunda eşit hakka sahip olduğu hüküm

altına alınmaktadır. Hükme göre, eşler arasında herhangi bir ayrım

yapılmaksızın, eşlerin evlilik birliğine dahil konularda birlikte hareket

etmeleri gerekmektedir. Düzenlemeyle eski Medeni Kanun dönemin-

de yer alan (eMK md. 152/I), “evlilik birliğinin reisi kocadır” kuralı

terk edilerek, kadın ve koca eşit statüye kavuşturulmuştur. Bu itibarla

TMK md. 186/II uyarınca, evlilik birliğinin yönetimi konusunda, evli

kadın kocanın karşısında eşittir ve onunla aynı haklara sahiptir. TMK

md. 186/II düzenlemesi

“birliği eşler beraberce yönetir”

diyerek, evli ka-

dını evlilik birliğinin yönetiminde kocayla aynı seviyeye getirerek ona

hem bir hak tanımakta hem de evlilik birliğinin yönetimi konusunda

yükümlülük getirmektedir. Bu nedenle, evlilik birliğinin yönetimine

kadın veya kocanın katılmaması yahut katılımlarının engellenmesi

durumlarında, TMK md. 195 vd. uyarınca mahkemeye başvurularak,

evlilik birliğini koruyucu tedbirlerin alınması mümkündür.

6

Türk Medeni Kanunu 186/II hükmü, evlilik birliğinin yönetiminin

yanı sıra temsili konusunda da temel bir norm niteliğindedir. Evlilik

birliğinin temsili ve eşler tarafından bu temsil yetkisinin kullanılma

biçimi, TMK md. 188 vd. (ZGB Art. 166) hükümlerinde düzenlen-

mektedir. Türk Medeni Kanunu md. 188/I hükmü, TMK md. 186/II

hükmüne benzer şekilde, eşlerden her birinin ortak yaşamın devamı

süresince birliğin ihtiyaçları konusunda evlilik birliğini temsil edebi-

leceğini belirtmektedir. Buna göre, evlilik birliğinin temsili konusun-

da da eşler arasında herhangi bir eşitsizlik bulunmamaktadır ve evli

kadın da temsil yetkisine sahiptir. Maddede yer alan temsil yetkisi,

aile hukukuna özgü bir temsil yetkisi olup; mutlak biçimde kişiye sıkı

sıkıya bağlı, devredilemez ve feragat edilemez niteliktedir.

7

5

Öztan, s. 223; Turgut Akıntürk/Derya Ateş Karaman, Aile Hukuku İkinci Cilt,

19. Baskı, İstanbul 2016, s. 110; Ahmet M. Kılıçoğlu, Medeni Kanunumuzun Aile-

Miras- Eşya Hukukuna Getirdiği Yenilikler, 2. Bası, Ankara 2004, s. 25; Ahmet M.

Kılıçoğlu, Aile Hukuku, 3. Bası, Ankara 2017, s. 167. Doktrinde kadın ve kocanın

ortak iradeleriyle aile konutunu belirleyemedikleri durumlarda, TMK. md. 164’e

dayanılarak, terk sebebiyle boşanma davasının açılamayacağı savunulmaktadır

(Dural/ Öğüz/ Gümüş, s. 159; Aksi yönde bkz.: Öztan, s. 224).

6

Kılıçoğlu, Yenilikler, s. 25; Dural/Öğüz/Gümüş, s. 156.

7

Akıntürk/Karaman,

s. 127 vd.; Dural/Öğüz/Gümüş, s. 172; Kılıçoğlu, Yenilikler,