

631
TBB Dergisi 2018 (134)
Süleyman Sırrı TERZİOĞLU
gelerde sivil halk üzerinde herhangi bir yönetim rejimi oluşturmamış-
tır. Türkiye’nin bölgede bulunması, askeri amaçlarla sınırlıdır ve işgal
rejimini oluşturacak boyutta değildir.
Türk yetkililerin açıklamalarına bakıldığında da bu sonuca varıl-
maktadır. Dönemin Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “El Bab’ın da
güvenliğini yine kendi jandarma ve polisleriyle sağlamak ve inşa etti-
ğimiz üs vasıtasıyla da bölgenin, El Bab’ın genel güvenliğini sağlamak
durumundayız…” ifadeleriyle bu durumu dile getirmiştir. Kaynak’ın
açıklamasına göre, bu yapılanma, kolluk gücü, jandarma-polis nite-
liğinde olacak ve Fırat Kalkanı Harekâtı’nın kapsadığı tüm bölgede
görev üstlenecektir. Kolluk gücünün denetimi ise,
kurulan yerel mec-
lisler aracılığıyla sağlanacaktır.
Kaynak, ayrıca, yerel halkın mülki
amiri gibi davranmadıklarını, her birinde yerel meclislerin olduğunu,
bu yerel meclislerin işleri koordine ettiğini, oradaki karmaşık bölgeyi
yeniden inşa etmek için ne gerekiyorsa yapıldığını
ÖSO’nun
bu kap-
samda ordu görevini üstleneceğini, terörle savaşacağını, jandarmanın
ise onun altında huzuru sağlayan bir kolluk gücü olacağını ve benzer
uygulamanın İdlib bölgesini de kapsayacağını da ifade etmiştir.
154
Açıklamadan da anlaşıldığı üzere, Harekât sona erdikten sonra,
TSK, bölgede genel güvenliği, dolayısıyla Türkiye’nin güvenliğini sağ-
lamak amacıyla bulunmaktadır. Bölgenin karar alma mekanizması,
yerel meclisler aracılığıyla, kolluk gücü ise, yerel halktan oluşturulan
jandarma ve polis gücüyle sağlanacaktır. Türkiye’nin Harekât bölge-
sini yönetme gibi bir amacı ve uygulaması yoktur. Yukarıda da ifade
edildiği gibi, TSK, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak amacıyla bölge-
de bulunmaktadır. Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığı işgalci olduğu
anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin
işgal rejimi uygu-
laması söz konusu değildir.
Orantılılık ilkesi, silahlı çatışmalar hukuku
(jus in bello)
açısından
da önem taşımaktadır. Orantılılık ilkesi, savaşçı statüsünde olmayan-
ların zarar görmemesi veya özel mülkün aşırı ölçüde tahrip edilmeme-
siyle de ilgilidir. Meşru müdafaa hakkı çerçevesinde gerçekleştirilen
er, “İşgal Altındaki Yer” Maddesi, İnsancıl Hukuk Sözlüğü, Çev.: Selahattin Bağ-
datlı, İletişim Yayınları, 2002, s. 173 vd.
154
Muharrem Sarıkaya, “Suriye’de Yeni Ordu Kuruluyor”, Habertürk, 30 Haziran
2017