Previous Page  629 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 629 / 705 Next Page
Page Background

628

Uluslararası Hukuk Açısından Fırat Kalkanı Harekâtının Meşruluğu Sorunu

Suriye’den Türkiye’ye yönelik DAEŞ terör örgütünün eylemleri,

Saldırının Tanımına ilişkin Kararın (f) ve (g) bendi bağlamında Suri-

ye Arap Cumhuriyeti Devleti’ne doğrudan atfedilemese de, bir saldırı

söz konusudur. Zira Harekâtın yapıldığı bölge açısından değerlendiri-

lecek olursa, Suriye’de bir otorite boşluğu bulunmaktadır. Suriye Dev-

leti, bu bölgede egemenlik yetkilerini kullanamamakta, bu konuda ac-

ziyet içerisinde bulunmaktadır.

Bu durumda meşrumüdafaa hakkı Suriye Devletine değil, DAEŞ’e

yönelik olarak kullanılacaktır. Bu bağlamda DAEŞ terör örgütünün te-

rör saldırılarının silahlı saldırı düzeyine ulaşıp ulaşmadığı meselesi,

meşru müdafaa hakkının doğması bakımından önem taşımaktadır. Bu

çerçevede terörist eylem türlerini teker teker ele almaktansa, tüm terö-

rist eylemleri içeren kapsamlı bir ölçüte göre değerlendirme yapmak

daha sağlıklı olacaktır.

145

Terör eylemlerinin kümülatif etkileri dikkate

alınarak, sadece son terör eylemi değil, geriye doğru bütün terör ey-

lemlerinin etkisi dikkate alınmalıdır.

146

DAEŞ’in eylemleri, bir bütün

olarak değerlendirildiğinde, tekrar edilmeleri ve sürekliliği göz önün-

de bulundurulduğunda, DAEŞ’in Türkiye’ye yönelik olarak gerçekleş-

tirdiği terör eylemlerinin çok sayıda insanın ölümüne sebep olduğu,

Türkiye’nin egemenliğini ihlal ettiği, basit eylemleri aştığı, belirli bir

yoğunluk ve süreklilik çerçevesinde ciddi bir seviyeye, dolayısıyla si-

lahlı saldırı seviyesine ulaştığı rahatlıkla ifade edilebilir.

ii) Orantılılık ve İşgal Tartışması

Meşru müdafaa hakkının sınırlarından birisi

orantılılık ilkesi

dir.

Orantılılık ilkesi, hem kuvvet kullanma hukuku

(jus ad bellum),

hem de

silahlı çatışmalar hukuku

(jus in bello)

açısından önem taşımaktadır.

147

BM Şartı’nın 51. maddesinde yer almamasına rağmen, örf ve âdet hu-

kukundan kaynaklanan orantılılık, saldırıyı durduracak ve etkilerini

ortadan kaldıracak ölçüde kuvvete başvurulmasıdır.

148

Kuvvet kullan-

ma hukuku bakımından değerlendirildiğinde, yukarıda da ifade edil-

diği gibi, terör eylemlerinin kümülatif etkileri dikkate alınarak sadece

145

Topal, s. 121

146

Gündüz, s. 152

147

David Kretzmer, “The Inherent Right to Self-Defence and Proportionality in Jus

Ad Bellum”,

EJIL,

2013, Vol. 24, No. 1, s. 236

148

Pazarcı, s. 120