

480
Feminist Hukuk Teorisinde Metodoloji
şıyıcısı olması ihtimallerini göz ardı ettiklerini, bilimin sesinin erkeksi
olduğunu, tarihin erkek gözüyle yazıldığını, geleneksel sosyolojik bir
cümlede öznenin her zaman erkek olduğunun varsayıldığını belirt-
mektedirler. Bu nedenle, kadınların bilen özneler olarak kabul edildiği
alternatif bilgi teorileri önermektedirler.
15
Epistemolojinin, “bilginin doğası, kapsamı, bilgi iddiasının doğru-
luk derecesi ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi” gibi tanımları pra-
tik araştırma davranışlarına çevrildiğinde, hiçbir şey ifade etmemekte-
dir. “Feminizmin”, araştırma süreci kapsamında, gerek analiz gerekse
davranışı destekleyen feminist epistemolojik ilkeler olarak yer alması
gerektiği ileri sürülmektedir. Bunların ilişkili olduğu beş alanının tas-
lağı şöyle çıkarılabilir:
• Araştırmacı-araştırılan ilişkisinde
• Bir araştırma deneyimi olarak duyguda
• Araştırmacıların entelektüel özgeçmişlerinde
• Araştırmacı ve araştırılanın farklı gerçekliklerinin ve kavrayışları-
nın nasıl bağdaştırılacağında ve böylece
• Araştırma ve yazma sürecinde karmaşık iktidar sorununda
Bu ilkeler, araştırma davranışında ve ayrıca ‘orada neler
olduğu’nun kavranışıyla ilgili analitik süreci açıklayan yazılı araştır-
ma raporlarında yer almalıdır. Etnometodoloji ve diğer fenomenolo-
jik sosyoloji türleri, ayrım gözetilerek kullanıldığında, feministler için,
söz konusu analitik süreci açıklamada yararlı araçlar olacaklardır. Bu
yöntemler, yöntemsel sorunlar kadar teorik sorunlara yönelik bir ilgiyi
de paylaşmaktadırlar. Kadını yekpare bir kategori, araştırmacıyı ise
bir diğer ve karşıt kategori olarak görmenin sonuçlarından biri, araş-
tırmacının “gerçek” kavrayışının, feminist terimlerle söylenirse, doğru
ya da yüksek bilincinin bilimsel temelde tercihe şayan görülebilece-
ğidir. Araştırmacının kavrayışının zorunlu olarak geçici, entelektüel,
duygusal ve siyasal arka planı olduğu ve araştırılanın kavrayışı ölçü-
sünde bağlamsal olarak belirlendiği yönündeki görüşte çok fazla doğ-
ruluk payı vardır. Bunun anlamı, araştırmacının analizlerinin bireyci
15
Marie Mies, “Feminist Araştırmalar için Bir Metodolojiye Doğru”, Kadın Araştır-
malarında Yöntem, Sel Yayıncılık, 1995, İstanbul, s.36.