

49
TBB Dergisi 2017 (özel sayı)
Şafak PARLAK BÖRÜ
B. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
(CEDAW)
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
(CEDAW) 1979 yılında Birleşmiş Milletler’de kabul edilerek 1980’de
yürürlüğe girmiş olup,
6
Türkiye de bu Sözleşmeye taraf olmuştur.
7
Bugün CEDAW 189 ülkenin taraf olduğu oldukça geniş katılımlı bir
uluslararası belgedir.
8
1. Sözleşmenin Amacı ve İçeriği
a)
Amacı
Uzun yıllar boyunca kadının ağırlıklı olarak ‘eş’ve ‘anne’ rollerine
yüklenen vurgu, onun toplumdaki yerinin özel yaşam alanına hasre-
dilmesine yol açmış; kadın bu yüzden mesleği, eğitimi ve benzer baş-
kaca ölçütler çerçevesinde değerlendirilebileceği kamusal alanın dışın-
da bırakılmıştır.
9
İşte CEDAW kuramsal düzeyde neyin nasıl olması
gerektiğini vurgulayan genel bir iyiniyet belgesi olmaktan öte, kadına
karşı ayrımcılığın yaygın bir vakıa olduğu gerçeğini açıkça kabul ede-
6
Sözleşmenin hazırlanışı, yürürlüğe girişi, uygulanmasının yerleştirilmesi ve yay-
gınlaştırılması açısından Mexico City, Kopenhag, Nairobi ve Pekin’de gerçekleş-
tirilen Dünya Kadın Konferanslarının önemli rolü olmuştur. Sözleşmenin hazırla-
nışı ve yürürlüğe girişine ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Nazan Moroğlu, Kadınla-
rın İnsan Hakları Sözleşmesi, İstanbul 2009, s.5; yine bkz. Elizabeth Evatt, ‘Finding
A Voice for Women’s Rights: The Early Days of CEDAW’,
The George Washington
International Law Review
, V.34, 2002-2003, s.516.
7
11.6.1985 T, 3222 sayılı ‘Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Söz-
leşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’, 01.07.1985 T., 85/9722 s. Bakanlara
Kurulu kararı ile onaylanmıştır. Sözleşme, (RG.14.11.1985 T., 18898 s.) Türkiye
bakımından 19.01.1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
8
Bununla birlikte, CEDAW’ın öncesinde ve sonrasında gerçekleşen tüm olumlu
gelişmelere karşın kadınların insan haklarının günümüzde artık sorunsuz ve üze-
rinde uluslararası düzlemde uzlaşma sağlanmış bir alan olduğunu söylemek ne
yazık ki hala mümkün değildir. Kadınların insan haklarının temel insan hakla-
rının ayrılmaz ve parçalanamaz bir bölümü olduğu yönündeki genel ve soyut
benimsemenin, somut haklar açısından aynı ölçüde var olamadığı bir gerçektir.
Nitekim CEDAW’a taraf devletlerce konulan çekinceler bunu doğrular nitelik-
tedir. Bu hususta yadsınamaz bir diğer gerçek ise, taraf devletlerce konulan en
önemli ve öze ilişkin çekincelerin çoğunun özel alanda (aile yaşamı, eşler arası
ilişkiler, toplumsal roller gibi konularda) yoğunlaştığıdır (Acar, s.51). Yine bkz. Jo
Lynn Southardt, ‘Protection of Women’s Human Rights Under The Convention
on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women’, Pace Univer-
sity School of Law,
International Law Review
, V.VIII, 1996, s.15.
9
Southardt, s.14.