Background Image
Previous Page  117 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 117 / 521 Next Page
Page Background

Geçmişten Günümüze Azınlık Vakıflarının Mal Edinmeleri Sorunu

116

dış etkililerle birlikte gayrimüslimlere yeni bazı kiliseler yapma hakkı

tanınmıştır. Bununla birlikte, gayrimüslimlerin İslam dinince de hayır

sayılan hastane, çeşme ve benzeri amaçlarla vakıf kurmalarına izin ve-

rilmiştir

70

.

Osmanlı Devletinde tüzel kişilik kurumu bulunmamaktadır. 1870

tarihli Ticaret Kanunnamesi ile ticaret şirketlerine tüzel kişilik tanın-

mış, ancak vakıflar için böyle bir düzenleme öngörülmemiştir.

Tüzel kişiliklerin varlığı ilk defa 1325 (1909) tarihli Cemiyetler

Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle mümkün olmuştur.

1936 yılında 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun muvakkat maddesi

ile cemaat vakıflarını idare eden kişilerce bilcümle mallarının, gelirleri-

nin ve bunları sarf ettikleri yeri birer beyanname ile Vakıflar İdaresine

bildirilmesi şart koşulmuştur.

Cemaat Vakıflarının çoğunluğunun vakfiyeleri olmadığından

bunların vermiş olduğu 1936 tarihli beyannameler, vakfiye olarak ka-

bul edilmektedir. Ancak, Sungurbey, bu beyannamelerin vakfiye ola-

rak kabul edilemeyeceğini, bu beyannamelerin yalnızca söz konusu

vakıfların tasarrufunda bulunan taşınmazların kendi adlarına tapuya

tescili için yapılan bir bildirimden ibaret olduğunu ileri sürmektedir

71

.

Gerçekten de bugün cemaat vakfı olarak kabul edilen diğer tüzel

kişilerin hiçbiri vakıf olarak kurulmamıştır ve bunların vakfiyeleri bu-

lunmamaktadır. Bu durum, azınlıklar tarafından da doğrulanmakta-

dır. Nitekim, 2762 sayılı Yasa’nın 44. maddesi uyarınca 1936 yılında

azınlıklardan beyanname istenmesi üzerine, cemaat mensupları önce

beyanname vermek istememişler, ancak daha sonra vakıf olmadıkları-

na dair şerh

72

koymak suretiyle beyannameleri imzalamışlardır

73

.

70

Reyna- Zonana, a.g.e., s. 40; Öztürk, a.g.e., s. 118.

71

Sungurbey, a.g.e., s. 356.

72

ÖrneğinYeniköyRumParayiaKlisesi veMektebi tarafındanverilenbeyannamenin

altına konulan ihtirazi kayıt da aynen:

“Not – Mezkür Kilise ve Mektep

bir vakıf

tarafından vakf edilmediklerinden ve vakfiyeleri olmadıklarından

ve Teşrin-i

Evvel 1926 tarihinden önce vücut bulmuş

vakıflardan bulunmadıklarından

, idare ve

murakebesi cemaate ait bulunduğu cihetle 2762 numaralı Vakflar Kanunu’nun daire-i

şümulüne dahil olamayacağı derkar ise de, bu baptaki kâffe-i hukukumuzun mahfuz

kalması şartıyla vakıflar müdürlüğünün emri tahririne binaen iş bu beyanname imla

(imza) ve takdim kılındı”

ifadelerine yer verilmiştir (Öztürk, a.g.e., s124).

73

Öztürk, a.g.e., s. 124.