

Roma Hukukunda
Humanitas
ile Maiestas Populi
Romanı Arasındaki Bağlantı
230
olarak tercüme edilebilir.
Humanitas
ise, en basit ifadeyle, insancılık,
hümanizm, insan sevgisi anlamına gelır.
Roma’lılarda, her zaman için Roma halkının ve onu temsil eden
Roma devletinin üstün olduğu, Roma vatandaşı olmanın bir ayrıcalık
olduğu inancı var olmuş ve bu inanç onların, hem iç hem de dış iliş-
kilerinde etkisini göstermiştir.
Maiestas
aynı zamanda Roma impara-
torunun büyüklüğünü ifade etmek için de kullanılmaktaydı.
1
Roma
halkının üstünlüğüne inanan ve kendini üstün Roma devletinin
temsilcisi olarak gören yöneticinin, yönetimi altındakilere ne şekilde
davranması gerektiği sorusu Roma’da nasıl yanıtlanmıştır? İşte çalış-
mamızda esas olarak bu husus açıklanacaktır. Roma
humanitas
’ının
kapsamı oldukça esnek, toplumdaki değişimleri ve ihtiyaçları karşı-
layacak niteliktedir.
2
Humanitas,
şartların toplumun değişmesine bağ-
lı olarak zaman içinde değişikliğe uğramış ve daima
utilitas publica
(kamu yararı) gerekçesiyle çerçevelendirilmiştir.
3
Buna bağlı olarak
da,
humanitas
’ın kapsamı,
utilas publica
gerekçesiyle sınırlandırılmış,
yani Roma hukukunda insan haklarının gelişmesi, kamu yararı gerek-
çesiyle yavaşlatılmıştır. Ayrıca, Roma geleneklerinin ve
virtus
anlayı-
şının da büyük etkisi olmuştur.
4
1
Adolf Berger
, Encyclopedic Dictionary of Roman Law
, Philadelphia 1953, s. 572.
2
Bu noktada, Roma’lıların zaman içinde, Roma vatandaşı olmayan yabancılara
da çeşitli haklar tanıdıkları söylenebilir. Gerçekten, Roma hukukunun
gelişmesinde büyük rolü olan yabancılar
praetor
’u, yabancılarla olan hukuki
ilişkilerin artmasından dolayı hakkaniyeti sağlamak adına, önemli adımlar
atmıştır.
Aslında, Roma’lılar arasında yabancılara her alanda haklar tanınması
gerektiği bilinmekle birlikte, bu gereklilik önceleri yalnızca teoride kalmış bir
istek şeklinde olmuştur. Örneğin Cicero, yunanca konuşulan bir Asya eyaletini
yöneten kardeşine,
humanitas
’a ilişkin olarak şu açıklamalarda bulunmuştur.
Afrika, İspanya, Galya’daki gibi barbarların idarecisi olsan bile, onların çıkarlarını
koruman ve insanca muamele etmen senin
humanitas
’ına uygun olacaktır. Çünkü
bizler Roma’lılar olarak dünyaya
humanitas
’ı öğreten insanlarız. Görüldüğü üzere,
burada Roma’lıların yabancılara insanca davranmaları gerekliliği, yabancıların da
insan olmaları ve insanı muamele görmeleri en temel hakları olmasından değil,
Roma’lıların üstün kişiler olmaları ve tüm dünyaya her alanda ders verebilecek
nitelikte olmalarından çıkış noktası bulmaktadır
.
Adrian Nicholas Sherwin-White,
The Roman Citizenship
, Clarendon Press, 2. Ed., Oxford 1973, s. 79 (Citizenship).
Pol. 30.15; Livy XLV 33.1-8; 34.1-9.
3
Sherwin-White (Citizenship), s. 80.
4
Richard A Bauman,
Human Rights in Ancient Rome,
Routledge, London 2000, s. 34
(Human).