

Roma Hukukunda
Humanitas
ile Maiestas Populi
Romanı Arasındaki Bağlantı
264
SONUÇ
Buraya kadar yaptığımız açıklamalardan şöyle bir sonuç çıkar-
mamız mümkündür. Roma’da insan haklarının temelleri atılmış,
yaşam hakkının korunmasına ilişkin önemli düzenlemeler yapılmış-
tır. Roma hukukunun ilk dönemlerinde, hak sahibi olabilecek kişi-
ler, yalnızca Roma vatandaşları idi. İnsan olmakla birlikte, kölelerin
Roma hukuku açısından mal statüsünde olmaları, ekonomisi köleli-
leğe dayanan tüm toplumlarda olduğu gibi, Roma’da kölelerin insan
haklarından yoksun kalmalarına yol açmış, onlara insanca muamele
edilmesine engel teşkil etmiştir.
Roma devleti sınırları içinde yaşayan ancak Roma vatandaşlığını
kazanmamış olan yabancıların durumları, kölelerden iyi olmakla bir-
likte, doğal olarak Roma vatandaşları ile kıyaslanamaz nitelikteydi.
Roma vatandaşlığının bir ayrıcalık olarak kabul edildiği bu dönem-
lerde, Roma yöneticilerinin eyaletlerde, insan haklarına aykırı tu-
tumlar içine girdiklerini söylemek mümkündür. Roma yöneticileri,
kendilerini üstün Roma’nın temsilcileri olarak gördüklerinden ötürü,
yönetimleri altındaki kişilere karşı, sınırsız bir otoriteye sahip olduk-
ları inancını taşıyabilmekteydiler. Ancak, Roma hukuku her alanda
yaptığı düzenlemeler de olduğu gibi, bu alanda da hakkaniyetin ge-
reğini yerine getirmeye çalışmıi ve yabancıların, Roma yöneticileri-
nin altında ezilmelerini engellemiştir. Yabancılarla, Roma yönetici-
leri arasındaki bağlantı, yabancıların Roma yöneticilerinin
fides
’ine
sığınmaları şekliyle tesis edilmiştir.
Şunu da, unutmamak gerekir ki, bu dönemde, ayrıcalıklı ve üs-
tün olarak kabul edilen Roma vatandaşlarının da yöneticilerin adil
olmayan davranışlarına maruz kalmaları mümkündü. Roma’lıların
teoriye yönelik fazla çalışmalar yapmamaları, kurum ve kuralları or-
taya koymalarına rağmen, bunlara ilişkin sistematiği tam anlamıy-
la oluşturmamalarından dolayı, Roma hukukundaki insan hakları
kavramının günümüz hukukundaki sistemetiği ile kıyaslayabilmek
mümkün değildir.
Modern zamanların uygulamaları genellikle ortaya çıkmış olan
krizlere getirilen çözümler tarzındadır.!7. ve 18. yüzyıllardaki geliş-
meler, ihtilaller sonucunda gerçekleşirken, 20. yüzyıla damgası vu-