Background Image
Previous Page  261 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 261 / 521 Next Page
Page Background

Roma Hukukunda

Humanitas

ile Maiestas Populi

Romanı Arasındaki Bağlantı

260

5.

Humanitas

’ın Korunması İçin Yöneticilerin Gösterdikleri Mer-

hamete İlişkin Örnekler

Görüldüğü üzere,

humanitas

ile

maiestas

populi Romani

arasında-

ki bağlantı,

maiestas

sahibi yöneticinin

fides

’i, iyiniyet ve hoşgörüsüne

göre değişmekteydi. Bu da, yöneticinin kişiliğine bağlı olarak, farklı

uygulamaların yapılmasına yol açmıştır. Roma’nın gerçek anlamıyla

bir imparatorluğa dönüştüğü ve imparatorun yönetimin her alanın-

da etkin olduğu zamanlarda,

humanitas

kavramının içeriğinin şekil-

lenmesinde, görevde olan imparatorun iyiniyeti ve hoşgörüsü etkin

olmuştur.

98

İmparatorların, yöneticilerin, yönetimleri altındakilere gösterme-

leri gereken şefkat anlamına gelen

clamentia caesaris,

ilk olarak Iuli-

us Caesar tarafından gündeme getirilmiştir. Bunun sebebi de, Iulius

Caesar’ın Roma yönetiminde gerçekleştirmek istediği büyük reform-

larla ilgilidir. Caesar, halkı arkasına alarak senato’ya karşı güçlü olmak

istemiş, böylece istediği değişiklikleri yaparak, Roma’yı imparatorluk

rejimine dönüştürmeyi hedeflemiştir.

99

Fakat,

clementia caesaris

’i gerçek

miktarlarda rüşvet verilmesi sonucunda, 32 oya karşılık 38 oyla beraat etmiştir.

Bundan bir süre sonra, bu kez Caesar’ın hazırlattığı

repetundae

kanununa göre

yargılanmış ve Mısır’da yapmış oldukları tekrar inceleme konusu olmuştur. Bu

kez, Gabinius, Roma yöneticilerinin

maeistas’

ını lekelemekle suçlanmış ve aldığı

paralar delillerle belgelenmiştir. Sonuç olarak Gabinius, 100.000 talent ödemeye

mahkum edilmiştir.

Repetundae

davalarını gören jüriler, zararın giderilmesi için

belli miktarda paranın ödenmesini kararlaştırırlardı. Ancak bu davada, diğer

davalardan farklı olarak, para zarar görenlere verilmemiş, doğrudan hazinenin

olmuştur. Gabinius’a karşı halkta da büyük nefret oluşmuştu. İnsanlar onu linç

etmeye kalkışmışlar ve halk meclisi de, yokluğunda, kendisini yargılamaya

kalkışmıştır. Watson, (Law), s. 85.

98

Stoacı Roma hukukçuları, suçun cezasının tam olarak, kanunlarda gösterildiği

şekliyle verilmesi gerektiğini savunmaktaydılar. Bu noktada kanunlardan

ayrılınmaması gerektiği ve cezanın kelimesi kelimesi yazıldığı biçimde

gerçekleştilmesi doğru olacaktır. Buna bağlı olarak da, herhangi bir hoşgörü,

istisna gösterilmesi kesinlikle beklenmemelidir. Stoacılara göre, cezaların kesin

biçimde belirlenmiş olması ve gerçek anlamıyla uygulanıyor olması, aslında

insan haklarına ve dolayısıyla da yaşama hakkının korunması açısından en

önemli adımdır. Üstelik, acıma, pişmanlık gibi çeşitli duygusal noktaların

cezanın verilişinde etkili olmaması da objektiflik bakımından çok önemlidir.

Zaten son derece sübjektif olan jüri sistemi, belki de böyle bir bakış açısı ile

dengelenebilmektedir. Starr, s. 94.

99

Bazılarına göre, merhamet, şefkat gibi kavramları gündeme getirmek, Caesar’ın

halkı yanına alma planının en önemli unsurunu oluşturmaktaydı. Esas olarak,

Caesar’ın

clementia

’yı mümkün olduğunca ön planda tuttuğu görülmektedir.

Ancak, Caesar’ın da, her alanda merhametli davrandığını söyleyebilmemiz doğal