

İdari İşlemde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğü
296
ralı halini almamış olmamakla birlikte, 1982 Anayasası’nın 40. madde-
sinin ikinci fıkrasında yer alan bir Anayasa kuralıdır. Anayasa’nın 40.
maddesine 2001 yılında eklenen ikinci fıkraya göre
“Devlet, işlemlerin
de, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini
belirtmek zorundadır”
(Ek: 03.10.2001-4709). Konu, Anayasa kuralının
doğrudan uygulanabilir nitelikte olup olmadığı ve ilkenin kapsamı ile
idari işlemin hukuki rejimi açısından doğurabileceği sonuçlar bakı-
mından ele alınacaktır.
Anayasa Kurallarının Doğrudan Uygulanabilirliği
Doğrudan uygulanma, bir hukuk normunun, daha alt düzeyde bir
düzenlemeye gerek olmaksızın hukuki sonuç doğurur nitelikte olma-
sıdır.
8
Anayasa kurallarının doğrudan uygulanabilirliği, ilki, Anaya-
sa kurallarının
“bağlayıcılığı ve üstünlüğü”
ilkesi ve ikincisi, Anayasa
kurallarının normlar hiyerarşisinde yer alan diğer kurallar ile ilişkisi
temel alınarak verilen, iki farklı yanıtla karşılanmaktadır: İlk görüş açı-
sından, Anayasa kuralları, Anayasada ifadesini bulan ve
“Anayasa hü
kümleri; yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer ku
ruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır”
şeklindeki
“Anayasanın
üstünlüğü ve bağlayıcılığı”
ilkesi nedeniyle, kişileri de bağlayan ve doğ-
rudan doğruya uygulanması gereken temel hukuk kuralları niteliğin-
dedir.
9
İkinci görüşe göre ise, bağlayıcılıktan farklı bir kavram olarak
doğrudan uygulanabilirlik,
10
her hukuk normunun, ayrılmaz niteliği
olmadığı gibi, normlar hiyerarşisi ile cisimleşen bir hukuk düzeninde
de, soyut ve genel nitelikteki hukuk kurallarının uygulanabilmeleri,
alt derecedeki hukuk normları ile sağlanır ve
“kuralların üstünlük sı
ralaması ile uygulama sıralaması, ters orantılı”
dır.
11
Nitekim, Anayasa ve
yasa ilişkisi açısından yapılan kavramlaştırma, Anayasanın yasalarla
uygulandığı ve Anayasa kurallarının, ilke olarak, doğrudan uygulana-
bilir nitelikte olmadığı şeklindedir.
8
Tekin Akıllıoğlu,
İnsan Hakları -I- Kavram, Kaynaklar ve Koruma Sistemleri,
A.Ü.S.B.F
İnsan Hakları Merkezi Yayınları, Ankara 1995, s.53; İl Han Özay,
“Anayasa:
Özgürlükler ve İdari Kolluk Etkinlikleri”
,
Anayasa Yargısı,
Ankara 2002, S.19, s.279.
9
Ernest Hirsch,
“Anayasa’nın Özel Hukuk Kurallarına Etkileri”
,
Birinci Türk Hukuk
Kongresine Sunulan Tebliğler,
TBB Yayınları, Ankara 1971, s.12.
10
Akıllıoğlu,
İnsan Hakları -I- Kavram, Kaynaklar ve Koruma Sistemleri,
s.56-57. Buna
göre,
“üstünlük”, “… pozitif hukuka ilişkin, yönlendirici bir ilkedir. Bütün kuralların
yönlendirici temel norma uyma gereğini anlatmaktadır”
şeklinde ve
“bağlayıcılık”,
“kuralların gerektiği gibi uygulanması, (…) uygulama sorunlarına ilişkin bir kavram”
olarak açıklanmaktadır.
Ibid.,
43, 48.
11
Ibid.,
s.53.