Background Image
Previous Page  448 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 448 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (96)

Yargıtay Kararları

447

Kaldı ki somut olayımızda yargıç, her iki eylem bakımından suç konusu

olan 30-35 TL ve 150-200 TL’lık değerleri gözeterek, sanığın cezasından in­

dirim yapmıştır. Yani, yargıç, sanığı gözlemleyen, olayın oluşunu tarafları

dinleyerek değerlendirmede bulunarak sanık lehine yorumda bulunmuştur.

Yasa koyucu bu değerlendirme yetki ve görevini yargıca vermiştir. Yargıç bu

yetki ve görevine dayanarak uygulama yapmıştır. Büyük bir meblağ olmadığı

sürece yargıcın bu yetkisine aşırı müdahalede bulunulmaması gerekir.

Oysa somut olayımızda, çoğunluk görüşü doğrultusunda düşünülecek

olursa dahi, mağdurların üzerlerinde ne kadar para veya diğer değerlerin ol­

duğu belirlenmediği gibi; alınanlar sadece cep telefonlarıdır. Bunlardan biri

mağdurun üzeri aranmaksızın istenmiş ve alınmıştır. Yani bir cep telefonu ile

ilgili olarak mağdurun (tehdit hariç) üzerine dokunulmamıştır bile. Dolayı­

sıyla, önceki içtihatlar ve çoğunluk görüşünden hareket edilse bile, mağdurun

üzerinde ne kadar değer olduğu sabitlenmemiştir.

TCY.nın 150/2 nci maddesinde, yağma için “malın değerinin azlığı”;

145 nci maddesinde hırsızlık bakımından, “malın değerinin azlığı” ve 249

ncu maddesinde zimmet bakımından “malın değerinin azlığı” kavramlarına

yer verilmiştir.

TCY’nın 145 nci maddesinde, “malın değerinin azlığı nedeniyle, verile­

cek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz

önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir” denmektedir.

Yasa koyucunun amacı suçun konusunun azlığından dolayı cezada indi­

rime gidilebileceği benimsememek olsaydı, 150/2 nci maddeyi yürürlüğe koy­

mazdı; veya sanığın mağdura ait olan ve ne bulursa üzerinden almak şeklinde

suçun konusunu açıkça belirtmesi, gerekirdi.

Bir başka deyişle bence, yasa koyucunun 150/2 nci maddede, mağdurun

üzerinde bulunan toplam değerin suçun konusu olduğunu açıkça belirtmeme­

si karşısında, yorum yoluyla böyle bir uygulama yapılması yasallık ilkesine

aykırıdır.

Diğer yandan, bu yorum tarzından hareket edildiğinde, örneğin sanığın

mağdurun üzerinde ne varsa alacak olduğunun kabulü edilmesi durumunda,

mağdurun üzerinde de fazla para veya başka değer varsa sanığın buradaki in­

dirimden yararlandırılmaması; ancak buna karşın, suçun fakire karşı işlenme­

si halinde sanığın ceza indiriminden yararlanabilmesi mümkün hale gelebile­

cektir. Bu noktadan da yaklaşılırsa, eşitliğe aykırılık söz konusu olmaktadır.