

Yargıtay Kararları
444
su değerin
azlığının belirlenmesinden sonra ceza “indirilir” kavramı yerine
“indirilebilir” kavramının getirilmesi, fıkranın hiç uygulanmayacağı anla
mına gelmez. Hukuk bakımından “indirilir” ile “indirilebilir” kavramları
arasında farklılık olsa da, sanığın bir indirimden yararlanması bakımından,
koşulların oluşması halinde “indirilir” ile “indirilebilir” kavramları arasında
fark görmemek gerekir. Çünkü ortada bir haktan yararlanıp yararlanmama
söz konusudur. Haktan yararlanmayı engelleyen açık bir hüküm olmadığı
sürece, sanığın haktan yararlandırılması zorunludur. Bir başka deyişle, ya
pılacak yorumun, açık bir yasal engel olmaması halinde, hak sahibinin lehi
ne olması gerekir. Cezada yasallık ilkesinin başka bir anlamı olamaz. Ayrıca
kuşkudan sanık yararlanır ilkesi de, değerin azlığının ne olduğu konusunda
açık bir hüküm olmaması nedeniyle yine, somut olayımızdaki değerler kabul
edildiğinde, sanık lehine uygulama yapılmasını gerektirmektedir.
Öyleyse, bir yasa hükmünün uygulanabilir olması şart olduğuna
göre, hangi koşullarda uygulanabilir sorusuna yanıt vermek gerekir.
Yasa maddesinin yorumu, kavramların anlamlarından hareketle yapıla
bilir. O halde fıkrada yer alan, “yağma suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebi
lir”, düzenlemesinin açılımını yapmamız gerekir.
Öncelikle işlenmiş ve mahkemece unsurları ile varlığı sabitlenmiş
bir “yağma suçunun” varlığının belirlenmesi ve sonra, “yağma” su-
çunun
konusu’nun ne olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Maddedeki düzenlemede mağdurun üzerinde bulunan şeylerin tümünün de
ğerinin suçun konusu olduğuna ilişkin açık bir düzenleme olmaması karşı
sında, suçun konusunun sanık tarafından alınan değer olarak kabul edilmesi
gerekir. TCY’da yer alan benzeri düzenlemelerde aynı kavrama yer verilmiş
(TCY, m.145 ve 249)
ve değer olarak sanığın aldığı(veya mağdur tarafın kay
bettiği değer) ve sanığın aldığı miktar değer olarak kabul edilmektedir. Hır
sızlık ve zimmet suçunda yer alan aynı kavrama yağmada farklı anlam yük
lemeyi haklı kılacak açık bir düzenleme olmadığından, yağma suçunda değer
azlığına farklı bir anlam yüklemek mümkün değildir.
Can alıcı husus maddede yer alan “malın değerinin azlığı” kavramının,
sanık tarafından mağdurlar üzerinden/elinden alınan şeyin o günkü değeri mi,
yoksa mağdurun üzerinde bulunan ve sanık tarafından alınması hedeflenen
şeylerin parasal değerlerinin tamamı mı olduğu noktasında toplanmaktadır.
Sanığın daha çoğu alma olanağı varken sadece gereksinim duyduğu kadarını
ve değer olarak az olanı alması halinde maddenin uygulanabileceği şeklindeki