

TBB Dergisi 2011 (96)
Sançar Sefer SÜER
71
sitemlerinde catch-all particiliğe doğru kısmi bir değişimin meyda-
na geldiği, ancak bu değişimin 1970’lerin sonu ile 1980’lerin başın-
da devam etmediği, durakladığı sonucuna varmaktadır
70
. Krouwel,
çalışmasında, 1960’ların başına kadar çeşitli göstergeler bakımından
açık bir catch-all eğiliminin bulunduğunu, 60’ların sonundan itibaren
80’lere kadar ise genel olarak catch-all eğilimlerinde azalma olduğu-
nu belirtmektedir. Ona göre, Kirchheimer’in teziyle ilgili temel sorun,
catch-all eğiliminin devamlı bir süreç olacağı varsayımından kaynak-
lanmaktadır. Oysa ki, çalışmada, doğrusal bir eğilim olduğu yönünde
hiçbir delil bulunamamıştır. Aksine, Batı Avrupa’da parti dönüşüm
yön, zamanlama ve kapsamlarında büyük değişkenlikler bulmaktadır.
Avrupa partileri, benzer örgütsel, ideolojik ve seçmen stratejileri izle-
yen tek tip bir partiye doğru evrilmemekte, ülkeler içinde ve tüm Batı
Avrupa’da partiler arasında hala esaslı farklılıklar bulunduğu gibi,
partilerin örgütsel dönüşümleri, siyasi pozisyonları ve seçim stratejile-
ri farklı yönlerde gelişmektedir.
Krouwel’in çalışmasının doğruladığı ve doğrulamadığı başka
catch-all varsayımlarına bakacak olursak
71
:
• Kitle partileri Batı Avrupa’da büyük ölçüde kaybolmuş ve yeni tip
parti teşkilatlanmaları tarafından yerleri alınmış olmakla birlikte,
hakim parti tipi, catch-all partiler değildir. Bununla birlikte, kısmi
bir catch-all dönüşümü gerçekleşmiştir.
• 1950’ler boyunca ve 60’ların başında, parlamento-dışı demokratik
kitle örgütleri kurulması amaçları aniden terk edilmişti, bunun-
la birlikte, Kirchheimer, bazı gelişmeleri de yanlış yorumlamıştır.
Örneğin, etkileri azalmakla beraber, üyeler, parti içi karar alma sü-
reçlerinden dışlanmamışlardır. Partilerin siyasi oydaşmaya yöne-
lik sürekli bir eğilim gösterdikleri veya kararlı bir şekilde merkeze
yöneldiklerini gösterir bir delil de yoktur.
• Batı Avrupa parti sistemlerine daha az sayıda partinin giderek
hakim olacağı, siyasi tepkisizlik ve muhalefetin kaybolması öngö-
rüsünün aksine, 1960’ların ortalarından itibaren başlayan sosyal
tepki süreci, yeni siyasi katılım ve temsil şekillerini doğurmuş, ra-
70
KROUWEL, 1998, s.230, 250-251.
71
KROUWEL, 1998, s.223-232.