

“Catch-All” Siyasi Partiler
72
dikal siyasi partiler ortaya çıkmış, söylemlerde bir kutuplaşma ve
parlamentoda ayrışma görülmüştür.
• Parti üyeliğinin çoğu Avrupa ülkesinde sayı ve mali destek aracı
olarak önemini kaybetmesi süreci gözlemlenmiştir
72
. Ancak, par-
ti üyeleri, parti elitleri nazarında tamamen önemsiz de değildir.
Üyeler, parti toplantı ve kongrelerinde, liderliğe yetki vererek ve
kararlarını alenen onaylayarak, onlara meşruiyet kazandırmakta,
hatta, üyeler, parti liderlerinin seçildiği en önemli havuzu oluştur-
maya devam etmektedir. Üyeler, partinin parlamento adaylarının
seçiminde söz haklarını bir ölçüde kaybetmiş olsalar da, liderin
seçiminde daha fazla etkinlik kazanmışlardır.
• Kirchheimer’in kuvvet ve kaynakların parti liderliğinin elinde
daha fazla toplanması öngörüsü doğrulanmıştır. Kitle partisinin
kaybolmasıyla, özellikle parti teşkilatının parlamento içindeki kıs-
mı partilerin hakim kısmı olmuş, parlamento dışı parti güç kay-
betmiştir. Parlamento içi parti, mali ve profesyonel çalışanlar bakı-
mından kaynaklarını arttırmış, Kirchheimer’in tahmin ettiği gibi,
üyelik aidatları bu masrafları karşılayamaz hale gelmiştir. Ancak,
partilerin devlet yardımına giderek çok daha bağımlı hale gelme
süreci, 1970’lerde özel kişi ve kuruluşların bağışlarının ağırlık ka-
zanmasıyla durmuştur
73
.
• Catch-all tezinin aksine, partiler ve seçmenler arasında sabit bir
bağın olmaması, seçmen hareketliliğinde beklenen yükselişi do-
ğurmamıştır
74
. Birçok büyük parti seçmen tabanında bir erozyon
72
Yerleşmiş demokrasilerin çoğunda siyasi parti üyeliğinin son yıllarda düşüşte
olduğu yönünde bkz.GUNTHER/DIAMOND, s.174.
73
Ülkemizde siyasi partilere devlet yardımı ise, ilk defa 1971 yılında 1421 sayılı
Kanunla Anayasa’da düzenlenmiştir. Bkz. ÖZBUDUN, Anayasa Hukuku, s.72-73.
74
Ancak, 1994 yılında İtalya seçimlerinde, 1885’ten beri Batı Avrupa’da görülen en
büyük seçmen hareketliliği, %37.2 lik bir seviyede gerçekleşmiş, parlamentoya
girenpartilerin hiç biri 1987’den önce aynı adveya şekilde temsil edilmemiştir. 1993
Kanada seçimleri de, %42’lik bir seçmen hareketliliğine sebep olmuş, bu oran, 70
ve 80’lerdeki ortalamanın beş kat üstünde gerçekleşmiş, iktidardaki Muhafazakar
Parti 169 sandalyeden 2 sandalyeye düşmüştür. Bunlar ve başka örnekler de
göz önüne alınarak, parti rekabetinin geleneksel kalıplarının giderek yıkıldığı,
ve daha açık ancak daha az öngörülebilir bir tarza dönüştüğü, sonuç olarak,
seçmen tercihinin ve aynı zamanda yerleşmiş seçmen diziliminin ciddi oranda
dengesizleşmesi önündeki büyük bir engelin kalkmasının muhtemel olduğu ifade
edilmektedir.bkz. MAIR, Peter,
“Party Systems and Structures of Competition”
, in
Comparing Democracies –Elections and Voting in Global Perspective
, ed. LeDuc L.,