Background Image
Previous Page  164 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 164 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (97)

Merve YILMAZ

163

süzdür.

” TBK’nın 589. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen ke-

filin cezai şarttan ve menfi zarardan sorumlu olmayacağı kuralı, yasa

koyucu tarafından 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 490. maddesinden

farklı olarak emredici nitelikte bir hüküm haline getirilmiştir. Bir baş-

ka ifade ile, artık kefalet sözleşmesi ile, cezai şart ve menfi zarardan

kefilin sorumlu olacağı kararlaştırılamayacaktır.

25

Bu bağlamda kefil,

asıl borçlunun kusuru nedeniyle sözleşmeyi hiç veya gereği gibi ifa et-

memesi nedeniyle, asıl borçlu ile alacaklı arasında kararlaştırılmış olan

cezai şarttan sorumlu olmayacaktır. Yine kefil, asıl borçlunun kusuru

nedeniyle alacaklının sözleşmeden dönerek sözleşmenin ifa edilmeme-

sinden doğan menfi zararların tazmininden de sorumlu olmayacaktır.

26

Asıl borçlu tarafından sözleşmenin kusursuz olarak ihlal edilme-

sinden kefilin sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir. Kanunda açıkça

borçlunun kusur

”undan bahsedildiği için asıl borçlunun kusursuz söz-

leşme ihlallerinden kefil sorumlu değildir.

27

Kefil, asıl borçlunun sözleşmenin kurulmasından önce ya da söz-

leşmenin kurulması sırasında, kusuruyla sebep olduğu zararlardan

(culpa in contrahendo) sorumlu değildir. Kefilin asıl borçlunun kusu-

ruyla sebep olduğu zararlardan sorumluluğu, sözleşmenin kurulma-

sından sonra başlamaktadır.

28

25

TBK md. 589/4 hükmünden önce halen yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar

Kanunumuzun uygulamasında kefilin cezai şarttan ve menfi zararın tazmini

sorumluluğunun bulunmadığı yine kabul edilmektedir. Bununla birlikte TBKmd.

589/4’e benzer nitelikte bir hüküm mevcut olmadığından kefalet sözleşmesinde

kefilin cezai şarttan ve menfi zarardan sorumlu olacağına dair bir iradenin ortaya

konulabilme imkanın bulunduğu savunulmaktadır. Kefalet senedinde kefilin cezai

şarttan ve menfi zarardan da sorumlu olacağına dair irade açıkça ortaya konmuş

ise artık kefilin bu nlardan da sorumluluğu yoluna gidilebilmesi gerektiği ifade

edilmektedir. Ancak TBK md. 589/4’ün emredici bir hüküm olması karşısında

artık bu görüşün savunulabilmesi mümkün değildir. Kefalet sözleşmesinde kefilin

cezai şarttan ve menfi zarardan da sorumluluğunun kararlaştırılabileceğine dair

görüş için Bkz.: Özen, s. 105; Kara Kılıçarslan, s. 51; Gümüş, s. 596; Zevkliler/

Gökyayla, s. 554; Bilge,

Borçlar Hukuku

, s. 382; Bilge,

Kefilin Mesuliyetinin Şümulü

,

s. 119 v.d.; Develioğlu, s. 302; Reisoğlu,

Kefalet

, s. 162.

26

Honsell/ Vogt/ Wiegand, Art. 499, Nr. 6.

27

Bilge,

Kefilin Mesuliyetini Şümulü

, s. 134-135; Şahan, s. 38; Zevkliler/ Gökyayla,

s. 553; Özen, s. 101; Yavuz,

Roma Kefalet Akdi

, s. 95; Aksoy, s. 18. Buna karşılık

Gümüş, s. 596: Kanunun lafzı, asıl borçlunun kusuru ile kefilin sorumlu olduğu

şeklinde olsa da, asıl borçlunun ifa yardımcısının fiilinden dolayı kusursuz

olarak sorumlu olduğu durumlarda ve kusursuz sorumluluğu öngören sözleşme

ihlallerinde kefilin sorumluluğunun devam edeceğini savunmaktadır.

28

Kara Kılıçarslan, s. 52; Beck, Art. 499, Nr. 18; Bilge,

Kefilin Mesuliyetinin Şümulü

, s.