Background Image
Previous Page  294 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 294 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (97)

Ersan ŞEN

293

nedenle CMK m.138/2’nin burada uygulama alanı bulamayacağı

fikri ileri sürülebilir ki, bu düşünceye katılmadığımızı, çünkü şike

ve teşvik primi verme suçları bakımından CMK m.135 hükümle-

rinin uygulanacağının 6222 sayılı Kanunun 23. maddesinin ikinci

fıkrasında açıkça belirtildiğini ifade etmek isteriz.

Belirtmeliyiz ki, CMK m.135 kapsamında elde edilen delillerin

disiplin soruşturmalarında kullanılabilmesi elbette mümkündür.

Ancak bu deliller, yukarıdaki açıklamalara ve Ceza Muhakemesi

Kanunu’nda gösterilen yol ve yöntemlere uygun olarak elde edil-

melidir. Aksi halde, hukuka aykırı delil niteliği taşıyan bir delilin

adli soruşturma ve kovuşturmanın yanında disiplin soruşturma-

sında da kullanılması mümkün değildir.

Bazı hallerde telefon dinleme, işlendiği iddia olunan bir suçun de-

lilleri ile fail veya faillerinin elde edilmesi amacıyla kullanılmak

yerine, telefonları dinlenen kişinin veya bu kişinin görüştüğü diğer

kişi veya kişilerin takip ve izlenmesinde kullanılmaktadır. Özellik-

le bir soruşturma kapsamında, şüpheliler tarafından kullanıldığı

söylenen birçok telefon numarası kolayca dinlemeye alınabilmek-

te ve bunların arasına serpiştirilen bazı telefon numaralarının ta-

kip ve dinlenmesinin vasıtasıyla asıl hedef kişinin geçmişteki ve

gelecekteki faaliyetlerinin mercek altına alınıp, bu kişi ile ilgili suç-

lamaya konu olabilecek varsa fiillere ulaşılması, bunun yanında

bu kişinin kontrol altında tutulması, özel ve aile yaşamı faaliyetle-

rinin takibi amaçlanmaktadır. Düşünen ve düşündüklerini sürekli

paylaşan insan için zamanımızın en önemli nimetlerinden birisi

olan telefon, otoriter anlayışın bir aracı olarak kullanıldığında ise,

kişi hak ve hürriyetleri aleyhine tehlikeli bir silaha ve baskı unsu-

runa dönüşebilmektedir. Kanun koyucu ve uygulayıcılar, her an

kendileri dahil kim olduğu bilinmeyen her insan aleyhine kullanı-

labilmesi mümkün olan

“telefon dinleme ve takip”

tedbirinde orta bir

yolu bulmak ve bu yolu bulamadıklarında

“telefon dinleme ve takip”

yöntemini tümü ile ortadan kaldırmak zorundadır. Esas itibariyle

“iletişimin denetlenmesi”

tedbiri ile ilgili yasal mevzuat, muhaberat

hürriyetinin korunmasına elverişli ve yeterlidir. Ancak bu tedbirin

uygulanmasında yapılan hatalar, yasal mevzuat muhaberat hürri-

yeti bakımından ne kadar koruyucu olursa olsun maalesef olumlu