

TBB Dergisi 2011 (97)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
427
dedilmesi,
“Türklüğe”
ve
“Türk milletine”
hakaret ve iftira olarak
yorumlanmıştır. (
ibid
.).
80. Aynı şekilde, Şişli Ceza Mahkemesi’nin, AGOS gazetesinin edi-
törünü ve sahibini, Türk ulusunu soykırım ile suçladığı gerekçe-
siyle Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi kapsamındaki suç-
tan dolayı mahkûm etmesi, yargının durumunu teyit etmektedir.
(bkz. yukarıdaki 13’üncü paragraf)
81. Mahkeme ayrıca, kamusal meselelerdeki fikir ve düşüncelerin
hassas bir yapısı olduğunu gözlemler. Bu nedenle resmi yetkili-
lerin veya yeterli denetime tabi olmadan yahut resmi yetkililerin
desteği ile hareket eden özel kişilerin müdahale olasılığı, düşünce-
lerin özgürce oluşumu ile demokratik tartışmanın üzerine ağır bir
yük getirir ve dondurucu bir etkiye sahiptir.
82. Mahkeme, yukarıdaki yaklaşımla, başvurucu aleyhine yapılan suç
duyurusunun ve Türk ceza mahkemelerinin, Ceza Kanunu’nun
301’inci maddesini uygularken sahip oldukları Ermeni meselesi
hakkındaki bakış açısının ve soruşturma ile ilgili olarak başvurucu
aleyhine yürütülen kamuoyu kampanyasının, bu konuda
“sakıncalı”
görüşleri ifade eden kişilerin hatırı sayılır ölçüde takibat riski ile yüz
yüze olduğunu doğruladığı ve gerçekten de başvurucu üzerinde sü-
regelen bir tehdidin bulunduğu sonucuna ulaşmıştır. (Bkz. yukarıda
bahsedilen
Dudgeon
, § 41). Bu koşullarda Mahkeme, başvurucunun
Sözleşme’nin 10’uncu maddesi kapsamındaki ifade özgürlüğü hak-
kını kullanımına yönelik bir müdahale bulunduğu kanaatindedir.
83. Yukarıdaki sebeplerle Mahkeme, başvurucunun mağdur statüsü-
nün olmadığı yönündeki Hükümetin ön itirazını reddeder.
84. Bu müdahale, eğer 10’uncu maddenin 2’inci paragrafının koşul-
larını karşılamıyorsa, Sözleşme’yi ihlal edecektir. Bu nedenle bir
sonraki adımda, müdahalenin
“hukuken öngörülmüş”
olup olmadı-
ğının saptanması gereklidir.
B. Müdahalenin hukuken öngörülüp öngörülmediği
85. Başvurucu, Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin yeterli açıklığı
sağlamadığını ve keyfi müdahaleye karşı elverişli koruma sağla-
madığını iddia etmiştir.