

Kent Planlama ve Adalet İlişkisinin Değişen İçeriği
292
Tablo 1: Farklı Kent Planlama ve Eleştirel Yaklaşımlar Açısından Kentsel Adalet
Neo-Liberal Para-
digma Çerçevesinde
Planlama Eleştirisi
1980-
Uzun vadeli ve geniş
kapsamlı planlamanın
piyasasının dinamik
sürecine zarar verdiği
yönündeki eleştirilerdir.
Özgürlüğe ve bireysel girişimciliğe önem
veren Neo-Liberal anlayış çerçevesinde pi-
yasa yapısına uygun kısa vadeli planlama
öngörülmüş ancak kentte pek çok alanda
adaletsizlikler artmıştır.
Modernitenin Eleş-
tirisi
Jacobs, 1961
Kent planlamanın farklı-
lıkları homojenleştirdiği
yönündeki eleştiriler.
Kentteki farklılıkları planlama süreçlerinde
gözetilmesini hedefler. Katılımı sağlayacak
olan kamusal mekânlar yaratılmalıdır.
İletişimsel Planlama
Healey,1993
Forrester 1989
Toplumun tüm ke-
simlerinin görüşlerini
kapsayan planların
hazırlanmasını amaçlar
Farklı grupların planlama sürecine katıla-
rak düşüncelerini taleplerini belirtmesi,
müzakere etmesi sonucunda kentsel
adaletin sağlanabileceği varsayılır.
Kaynak: Şengül, 2007; Keleş 1990; Healey, 1997;Harvey, 1996; Harvey, 1973;
Lefebvre, (1974)
3. Neo-Liberal Ortamda Planlamanın Kentsel Adalet Krizi
Farklı kent planlama yaklaşımlarının, tarihin farklı dönemlerinde,
kentin fiziki mekânının sorunlarını çözme çabasının yanı sıra, toplum-
sal sorunların çözümüne ilişkin endişeleri de taşıdıkları görülmüştür.
Çözüm arayışları ise belirli bir adalet sistemi içerisinde gerçekleştiril-
meye çalışılmıştır. Ancak, günümüzde küresel ilişkilerin de devreye
girmesi ile kentin sorunlarını adil bir sistem içerisinde çözebilmek çok
daha zor hale gelmiştir. Çünkü fiziki mekân artık çok daha karmaşık
bir, sosyal, ekonomik ve politik yapı ürünüdür. Kentin planlarının ha-
zırlanması sürecinde, sosyal, ekonomik ve teknik belirleyicilerin yanı
sıra küresel, ulusal, yerel piyasa güçleri baskı unsuru olarak devre-
ye girmekte, piyasa güçlerinin baskılarına karşı; yerel, ulusal ya da
küresel düzeyde örgütlü sosyal toplumsal hareketlerde baskı grubu
oluşturmaktadır. Farklı gruplar arasında çatışmaların çözümü için ise
çoğu zaman yargı kararlarının devreye girmesi ile çözüm bulunmaya
çalışılmaktadır. Ulusal ve yerel mahkemelerce değerlendirilen olayla-
rın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri gibi uluslararası mahkemeler
seviyesine taşındığı bilinmektedir.