Background Image
Previous Page  457 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 457 / 529 Next Page
Page Background

AİHM Türkiye Raporu

456

çıkış yasağı gibi) bu endişeleri giderebileceği durumlarda tutukla-

ma yerine bu önlemler kullanılmalıdır. Her halükârda tutukluluk

mümkün olduğu kadar kısa olmalı ve ancak dayandırıldığı gerek-

çeler geçerli olduğu sürece devam etmelidir.

22

28. Eylül 2011 itibarıyla, bu konuyla ilgili Bakanlar Komitesi’nin önün-

de uygulanmalarının denetlenmesini bekleyen 144 AİHM kararı

vardı.

23

Bu kararlar, AİHS’nin 5. maddesinin 3. fıkrasını ihlal eden,

öncelikli olarak tutuklu tutmaya çok sık başvurulması ve aşırı

uzun tutukluluk (ve aşırı uzun süren ceza davaları) hakkındadır.

AİHM bu davaların, “Türk ceza adaleti sisteminin işleyişinin ve

mevzuatın durumunun yol açtığı yaygın ve sistemik sorunlar”dan

kaynaklandığını belirtmiştir. AİHM ayrıca, önünde beklemekte

olan 140’tan fazla benzer dava ışığında, durumu düzeltmek için

ulusal düzeyde genel önlemler alınması gerektiği sonucuna da

varmıştır.

24

29. Komiser, Haziran 2005’te yürürlüğe giren TCMK’nın, tutuklama

ya da tutukluluğu uzatma kararlarının usule uygun olarak ge-

rekçelendirilmesi ve sanık ya da şüpheliye bildirilmesini (100. ve

101. maddeler), tutuklama koşullarının devamının her 30 günde

bir yeniden incelenmesini (108. madde) ve suçun ağırlığına bağlı

olarak, azami uzunluğun belirli süreleri aşmamasını (102. madde)

belirlemek suretiyle benzer ihlalleri engellemek üzere tasarlanmış

bazı tedbirler sağladığını gözlemlemektedir. TCMK, kanuna aykı-

rı tutukluluk için maddi ve manevi hasarı kapsayan bir tazminat

hakkı da getirmiştir (141 ila 144. maddeler).

30. Son TCMK, yürürlükteki tutukluluk dışındaki denetim tedbirleri-

ne değil, tutukluluğa bel bağlamaya devam eden Türk savcılarının

ve mahkemelerinin kanunu uygulama şekli nedeniyle, bu sorunu

çözmekte yeterli olmamıştır. Sorunun boyutunu gösteren belirgin

bir işaret, toplam cezaevi nüfusu içinde tutuklu veya hükmü ke-

sinleşmemiş kişilerin oranıdır ki bu rakam Nisan 2011 itibarıyla

22

Ayrıca bak. Komiser’in “Mahkeme Öncesinde Tutukluluğun Çok Sık Kullanılma-

sı insan Haklarına Aykırıdır” başlıklı insan Hakları Yorumu, 18 Ağustos 2011.

23

Öncü dava

Demirel-Türkiye’dir,

28 Ocak 2003 tarihli karar.

24

Cahit Demirel-Türkiye,

7 Temmuz 2009 tarihli karar, bak. 46. ve 48. paragraflar.