

Kuralların Kuralı: Anayasanın Hukuki Boyutunun Evrensel Serüveni
218
hukukunu uygulamaya yetkili ulusal mahkemeden uygulama anında
Topluluk hukukunun tümüyle etkili olmasını engelleyen ulusal yasal
tedbirleri ihmal etme yetkisini esirgemek suretiyle Topluluk huku-
kunun etkinliğine zarar verebilecek bir iç hukuk kuralı ve her türlü
yasal, idari, yargısal uygulama Topluluk hukukunun bizatihi özünü
oluşturan gerekçelere aykırıdır. Topluluk hukukunun bir hükmü ile
daha sonraki bir iç hukuk kuralının çatışmasının çözümü, takdir yet-
kisine sahip bir başka mahkemeye bırakıldığı takdirde topluluk hu-
kukunun tam etkinliği üzerindeki böyle bir engelin varlığının geçici
oluşu dahi durumu değiştirmez
153
. Topluluk hukukunu uygulamakla
görevli mahkeme, sonradan kabul edilen bir iç hukuk kuralını toplu-
luk hukukuyla çatışması halinde göz ardı etmelidir. Divan, Topluluk
hukukunu tüm iç hukuk kurallarına karşı müdafaa etmektedir.
Lex
superior derogat legi inferiori
(Üst kanun ast kanunu ilga eder) gibi te-
mel bir hukuki ilke ile birlikte, Divan’ın
Simmenthal
içtihadı birlikte
ele alındığında, kaçınılmaz şekilde, Topluluk hukukunun üst kanun
(norm) iç hukuk kurallarının ast kanun olarak kabul edilmekte; böy-
lece Topluluk hukukuna anayasa işlevi gördürülmektedir. Bu içtihat,
anayasa kavramının içeriğinin şekillendirilmesinde, sözü edilen kuralı
uygulaması sayesinde pay sahibi olmuş, anayasayı bilinen tanımları-
nın dışına çıkarmıştır. Egemenliğin üç emaresinden biri olan yasama
yetkisini dahi sınırlamaktadır. Topluluğun ulusüstü hukuk düzeninin
üye devletlerin milletlerarası antlaşma yapma yetkisini sınırlandırdığı
Avrupa Adalet Divanı’nın
Erta
kararıyla daha bir belirginlik kazan-
iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7
md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin millet-
lerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniy-
le çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Bu
hüküm, Türkiye’nin egemenlik yetkilerini sınırlamakta mıdır? Egemenlik yetkile-
rini devredilmesine neden olmakta mıdır? Sorun, belki de ortaya bir uyuşmazlık
çıktığında başvurulacak, bağlayıcı karar almakla yetkili bir yargı merciinin olup
olmaması kıstasıyla çözülebilecektir. Ortada böyle bir yargı mercii yoktur. Türki-
ye, konuyla ilgili bir egemenlik yetkisini, anayasadaki kısıtlamayı aşacak şekilde
kullandığında, onu durdurabilecek ulus-üstü bir yargı mercii bulunmaktadır. Ni-
tekim Türkiye Avrupa Birliği üyesi olmadığından, Avrupa Adalet Divanının bu
tür kararlarıyla da bağlı değildir. Türkiye’nin anayasasındaki bu hükme rağmen,
egemenlik yetkilerini anayasal düzeyde muhafaza ettiği ve bu hükmün Türkiye
bakımından, anayasanın kavramsal yönünü değiştirebilecek kudrette olmadığı
düşünülmektedir.
153
Yazıcı, op.cit. s. 266