

259
yarattığı savı da yersizdir. Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik, herkesin her
yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez.
24
Durum ve konumla-
rındaki özellikler kimi kişiler için değişik kural ve uygulamaları gerekli kılabi-
lir. Yasa koyucunun aile soyadı olarak kocanın soyadına öncelik vermesi, bu
haklı nedenler karşısında eşitliğe aykırılık oluşturmaz...”
denilmektedir.
Burada dikkate değer olan husus, Anayasa Mahkemesi’nin bir
başka kararında
25
“
modern aile hukukunun dayanağı olan eşlerin eşit hakla-
ra sahip olmaları ilkesi ve Anayasanın 10. maddesinde yer alan kanun önünde
eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı”
gerekçesine açıkça yer verdiği halde kadı-
nın soyadı konusunda bu görüşünden ayrılmış olmasıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin, “Kadının Soyadı” kuralına ilişkin iptal
isteminin reddi kararına muhalif kalan başkan Mustafa Bumin, üye-
ler Fulya Kantarcıoğlu ile Yalçın Acargün, Türkiye’nin 1985 yılın-
da onayladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması
Sözleşmesi’nin “farklı cinslerin eşit haklara sahip olması” ilkesinin
esas alınması gerektiğine işaret etmişlerdir.
Karşı oy yazısında “
Bu kural evlilik birliği içinde aynı hukuksal konum-
da bulunan taraflardan kocayı kadın karşısında üstün duruma getirmektedir.
Bu eşitsizliği kamu düzeni, kamu yararı gibi soyut kavramlarla açıklamak ola-
naksızdır. Evlenen kadının soyadı üzerindeki kişilik hakkının kimi olasılıklara
veya varsayımlara dayanılarak sınırlandırılması demokratik hukuk devleti ve
demokratik toplum düzeni gerekleriyle bağdaştığı ileri sürülemez. Aile soya-
dının seçimini, evlilikte eşit haklara sahip eşlerin özgür iradesine bırakmayıp,
kocaya mutlak üstünlük sağlayan kural, yalnız eşitlik ilkesine değil, kadının
soyadı üzerindeki kişilik hakkına müdahale niteliği taşıdığından Anayasa’nın
17. maddesine de aykırıdır..”
denilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 3’e karşı 8 oyla verdiği “kadının soyadı”
kuralına ilişkin iptal istemini reddeden kararına, o tarihte de bugün de
katılmamız mümkün değil. Karşı oy yazısında işaret edilen Sözleşme
ve Anayasa maddeleri dikkate alınması ve maddenin iptali gerekirdi.
b)
Anayasa Mahkemesi’nin
2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medenî
Kanunu’nun 187. maddesinin Anayasa’nın 2., 10., 12., 17., 41. ve 90.
24
Kararın verildiği tarihte henüz Anayasa’nın 41. maddesinde (2001) ve 10.
maddesindeki (2004) değişiklikleri yapılmamış olmasının eksikliği görülmektedir.
25
Anayasa Mahkemesinin 29.11.1990 tarih ve 1990/30 sayılı, kadının çalışmak
kocasından izin almasına dair MK. 159. maddesinin iptali kararı.