

265
rında bunun bir ayrımcılık olmadığına karar verilmiş olduğunu belirten
başvuran, Sözleşmenin 8. maddesinin uygulanmasını talep etmiştir.
Türk hükümeti yaptığı savunmada, bu davaya Sözleşme’nin 8.
maddesinin uygulanamayacağını ileri sürerek, soyadı seçiminin bi-
reysel bir tercih olmadığını ve devletlerin bu alanda kamu düzeni ge-
reğince geniş tasarruf hakları bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca Hü-
kümet, durumun cinsiyetler arasında farklı muamele oluşturduğunun
farkında olduğunu, ancak bunun bir kamu düzeni sorunu olduğunu
ve burada bireyin özel yaşamına değil, kamu düzenine öncelik veril-
diğini açıklamıştır. Anayasa Mahkemesi kararına atıfla, Türkiye’deki
toplumsal gerçekler gözönüne alındığında cinsiyete dayalı farklı mu-
amelenin geçerli nedenleri olduğunu iddia etmiştir. Hükümet, 14 Ma-
yıs 1997’de MK’nun 153. maddesinde değişiklik yapılmış olduğunu,
kadınların evlenlenmekle aldığı kocasının soyadının önünde önceki
soyadını da kullanabileceğini açıklamıştır.
AİHM, cinsiyetler arası eşitliğin geliştirilmesinin günümüzde
Avrupa Konseyi’ne üye devletler arasında önemli bir hedef olduğu-
nu vurgulayarak, Bakanlar Komitesi’nin yayınladığı iki metne işaret
etmiştir.
32
Mahkeme, bu metinlerin üye Devletleri, aralarında soyadı
seçiminin de bulunduğu birçok konuda cinsiyete dayalı ayrımcılığı
kaldırmaya çağıran temel belgeler olduğunu vurgulamıştır. AHİM
ayrıca, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerde, eşlerin aile adı seçiminde
eşit haklara sahip olduklarını, Türkiye’nin evlenmekle kadının otoma-
tik olarak soyadını değiştirmesini yasalarla öngören tek ülke olduğu-
nu; evlenince soyadını değiştirmek istemeyen kadınların çıkarlarının
dikkate alınmamış olduğunu belirtmiştir. Türkiye’de Kasım 2001’de
yapılan Medeni Kanun değişikliğinin amacı ailede eşleri eşit haklara
sahip konuma getirmek olduğu halde, evlendikten sonraki aile adına
yönelik, kadınları kocalarının soyadlarını almaya zorlayan kuralların
kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzeninin korunması, suç işlenmesinin
önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için,
demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz
konusu olabilir.”
İHAS 14.madde:
“Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din,
siyasal veya diğergörüşler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet,
doğum veya herhangi başka bir durum bakımında hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.”
32
Medeni Kanun’da eşlerin eşitliğine ilişkin 27 Eylül 1978 tarihli ve 37 sayılı karar;
cinsiyet ayrımına karşı yasal korumaya ilişkin 5 şubat 1985 tarihli ve 2 sayılı
tavsiye kararı.