Background Image
Previous Page  334 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 334 / 521 Next Page
Page Background

333

tacizi 103. madde kapsamında saymamak, 105. madde içinde değer-

lendirmek isabetli olacaktır. Ancak 105. maddeye, mağdurun çocuk

olması yönünden ağırlaştırıcı neden eklenmesi yerinde olacaktır. Bu

yolla, cinsel saldırı ve cinsel istismar ile cinsel taciz arasında mağdu-

run vücuduna temasla ilgili konulan ince çizgi de ihlal edilmemiş ola-

caktır. Çünkü vücuda temasla ilgili cinsel içerikli hareketlerin kapsamı

oldukça geniş ve hareket sayısı da bir o kadar fazladır. Bu alanı daha

genişletmek, cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarının tatbik sahasının

macını aşacak şekilde uygulanmasına yol açacaktır.

Çocukların cinsel istismarı suçu şikayete bağlı bir suç olmayıp,

savcılık makamı tarafından soruşturulması ve kovuşturulması ihbar

veya şikayet üzerine ya da re’sen yapılabilecektir.

Çocukların cinsel istismarının mağduru, kadın veya erkek olabil-

mektedir. Çalışmanın konusu olan “ensest mağduru olan kadın” kap-

samında “kadın” ifadesinin geniş anlamda kullanıldığını ve çocukla-

rın cinsel istismarı suçunun mağduru olan kız çocuğunun da kadın

kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz. Ensest

mağduru olan kadını kapsayan düzenleme, TCK m. 103’ün üçüncü

fıkrasında yer almaktadır. Bu madde hükmüne göre, mağdur ile fail

arasında belirli bir akrabalık bağı bulunması nitelikli hal olarak sayıl-

mıştır.

TCK m. 103/3’e göre,

“Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü

derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağ-

lık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler

tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak sure-

tiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yuka-

rıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır”.

Çocuklara karşı

cinsel istismar eylemi, anne, baba, dede, anneanne veya babaanne, bü-

yük dede, büyük anneanne veya babaanne, kardeş, dayı, amca, hala,

teyze tarafından işlenirse, TCK m. 103/3 hükmü tatbik edilecektir. Ay-

rıca, madde kapsamına üvey baba ile evlat edinen de alınmıştır. Ancak

bu düzenlemenin, üvey babayı kapsayıp üveyi anneyi kapsamaması

sebebiyle hatalı olduğunu ifade etmek isteriz. Bu düzenlemenin, üvey

annenin aile ilişkisini kötüye kullanmayacağı düşüncesinden hareket-

le yapılmış olabileceği düşünülebilir. Aile ilişkisinde kadının veya an-

nenin rolü elbette çok daha güvenilir gözükür. Ancak, bunun her aile