339
ve kovuşturulmasının basit veya nitelikli haller arasında ayırım ya-
pılmaksızın şikayete bağlı olduğu ifade edilmiştir. Maddenin gerekçe-
sinde de aksine bir hüküm bulunmamaktadır. Suçun nitelikli halinin
takibi, yani soruşturulup kovuşturulması yine şikayete bağlı kabul
edilecek, fail hakkında yalnızca ceza artırıma gidilecektir.
Sonuç
Türk Ceza Kanunları açısından, evlenmeleri ahlaken, hukuken,
dinen yasaklanmış, nikah düşmeyen, yakın akraba olan kişilerin ara-
sındaki cinsel davranışları kapsayan ensestin ayrı bir suç olarak dü-
zenlenmediği, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar adı altındaki cinsel
saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel
taciz kapsamında değerlendirilebileceği söylenebilir. Ensest, bu suç-
lardan cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve cinsel taciz suçla-
rında nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki
suçunda ise, aile içinde gerçekleşen cinsel ilişki nitelikli hal olarak dü-
zenlenmemiştir.
TCK m. 103 uyarınca failin, 15 yaşını tamamlamamış ve fiilin an-
lam ve sonuçlarını algılama yeteneği bulunmayan mağdurun rızası
olsa bile mağdura cinsel davranışta bulunursa fiil cezalandırılacaktır.
TCK m. 104’de failin, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını tamamla-
mamış ve ergin sayılmamış mağdurun rızası ile mağdurla cinsel iliş-
kiye girmesi halinde cezalandırılacağı öngörülmüştür. Çalışmamızda
incelenen bu dört suça bakıldığında, esas itibariyle ensestin 18 yaşını
tamamlamamış ve ergin sayılmamış kişilere karşı gerçekleşmesi suç
olarak düzenlenmiştir. Ancak 18 yaşını tamamlamış kişilerin maruz
kaldığı ensest kapsamındaki cinsel davranışlar suç olarak düzenlen-
mediğinden, bu fiiller yalnızca mağdurun rızasının yokluğu halinde
cezalandırılacaktır.
Türk Medeni Kanunu’nun evlenme yasaklılığı ile ilgili olan hük-
münde dolaylı olarak ve Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel Dokunul-
mazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen “ensest” konusunun,
Ülkemiz kanunlarında çok kapsamlı ve işlevsel bir şekilde düzenlen-
memiştir.
Türkiye’de ensest vakıalarının daha çok kadına yönelik olduğu
ve toplumumuzun ataerkil bir yapıdan oluştuğu düşünüldüğünde,