Background Image
Previous Page  339 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 339 / 521 Next Page
Page Background

338

lık etmek, telefonda cinsel içerikli sözler söylemek, internet vasıtasıyla

cinsel içerikli fotoğraflar göndermek, kişiye cinsel organını göstermek

suretiyle gerçekleşmektedir. Bu davranışların mağdura ulaşmış olma-

sı gerekmektedir. Aksi halde, suç oluşmayacaktır. Örneğin, cinsel içe-

rikli bir mektubun mağdura ulaşmayıp, annesine ulaşması halinde suç

teşebbüs aşamasında kalacak veya cinsel taciz suçu neticesi harekete

bitişik ani suçlardan sayıldığı takdirde, cinsel taciz suçunun olutuğun-

dan da bahsedilemeyecektir. Ayrıca bu davranışların, ulaşan kişinin

mağduriyetine yol açması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, mağdu-

run rencide edilmesini sağlayacak nitelikte bir davranış olması halinde

cinsel taciz suçu oluşacaktır. Bu suçun gerçekleşip gerçekleşmediğini

hakim somut olayın özelliklerine göre takdir edecektir.

Doktrinde, cinsel taciz suçunun teşebbüse elverişli olmadığı yö-

nünde görüşler bulunmaktadır. Cinsel taciz suçu kapsamındaki bir fiil

bölünebilir nitelikte olup da fail bu davranışı elinde olmayan sebeplerle

tamamlayamazsa, cinsel taciz suçu teşebbüs aşamasında kaldığından

söz edilebilecektir. Örneğin, failin cinsel amaçlı olarak cinsel organını

mağdura gösterme amacıyla başladığı davranışını elinde olmayan se-

beplerle tamamlayamadığı durumda suç teşebbüs aşamasında kalacak-

tır. Bununla birlikte, cinsel taciz suçunun umumiyetle neticesi harekete

bitişik suçlardan olduğu, bu sebeple de teşebbüse elverişli kabul edile-

meyeceği söylenebilir. Ancak icra hareketlerinin bölünebildiği durum-

larda, cinsel taciz suçunun teşebbüse elverişli olduğu da düşünülebilir

ki, bu noktada somut olayın özelliklerine bakmak isabetli olacaktır.

Cinsel taciz suçunun ensest olarak, yani aile içinde işlenmesi 5377

sayılı Kanun’un 13. maddesi ile değişen TCK m. 105/2’de ağırlaştırıcı

sebep olarak düzenlenmiştir. 105. maddenin ikinci fıkrası, 5377 sayılı

ve 29. 06. 2005 tarihli Kanun ile genişletilerek, eğitim ve öğretim ilişkisi

ile aile içi ilişkiyi de kapsar hale getirilmiştir

12

. TCK m. 105/2’ye göre,

bu fiiller, aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak su-

retiyle işlendiği takdirde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Kanun

değişikliğinin, aile içi ilişkinin kötüye kullanılmasının ve aile içindeki

şiddetin engellenmesi açısından isabetli olduğunu ancak, madde met-

ninde aile içi ilişkinin kapsamı belirlenmediğinden değişikliğin eksik

olduğunu da ifade etmek isteriz. Cinsel taciz suçunun soruşturulması

12

http://dergiler

. ankara. edu. tr/dergiler/38/1584/17171. pdf

, 24. 02. 2012.