Background Image
Previous Page  336 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 336 / 521 Next Page
Page Background

335

Madde başlığında geçen “reşit” ile maddede yer alan “15 yaşını

tamamlamış çocuk” ifadeleri birbiri ile çelişmektedir. Bu çelişkili ifa-

de sebebiyle, 18 yaşından küçük mağdurun Türk Medeni Kanunu hü-

kümlerince ergin kılınması halinde suçun mağduru olup olamayacağı

konusu doktrinde tartışmalıdır. Türk Medeni Kanunu hükümlerine

göre evlenme kişiyi ergin kılar ve Türk Medeni Kanunu’nun 12. mad-

desine göre, 15 yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızası

ile mahkemece ergin kılınabilir. Bu durumda “reşit” ifadesinin de er-

gin olma anlamına geldiği gerekçesinden hareketle, suçun mağduru-

nun 18 yaşından küçük, 15 yaşını tamamlamış olması ve Türk Medeni

Kanunu gereğince ergin kişi haline gelmemesi gerekmektedir.

Bu suçun işlenmesi için özel kast aranmaz, genel kastın varlığı ye-

terlidir. Ancak bu suç, taksirle işlenebilen bir suç da değildir. Bu suça

yönelik kastın oluşabilmesi için failin, mağdurun 15 yaşının üstünde

bir çocuk olduğunu bilmesi ve onunla cinsel ilişkiye girmeyi istemesi

gerekmektedir. Ayrıca madde hükmünden, cinsel ilişkinin gerçekleş-

mesi halinde bu suçun oluşabileceği ve ancak cinsel ilişkinin kısmen

veya tam olarak gerçekleştiği sırada failin kendisi dışında başka bir se-

bebin gerçekleşmesi ile fiili son bulmuşsa, suçun teşebbüs aşamasında

kalabildiği net bir şekilde anlaşılabilmektedir.

“Cinsel ilişki” kavramı, kişiler arasında cinsel arzuların tatminine

yönelik olan birleşmeyi ve teması ifade etmektedir. Madde gerekçe-

sinde, cinsel ilişkinin kapsamına yer verilmemiştir. TCK m. 104 kapsa-

mında ifade edilen cinsel ilişki de, cinsel arzuyu tatmin amacına bağlı

olarak mağdur ile fail arasında vajinal, oral veya anal yoldan gerçekle-

şen ilişkiyi kapsamaktadır. Bu sebeple, yalnızca çiftleşmeyi sağlayacak

bir birleşme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu şikayete bağlı bir suç olup, şika-

yet ancak suçun oluşmasından sonra yapılabilecektir. TCK m. 104’ün

ikinci fıkrasında yer alan ağırlaştırıcı hal ise, Anayasa Mahkemesi’nin

23. 11. 2005 tarih 2005/103 E. ve 2005/89 K. sayılı kararında “hukuk

devleti” ve “eşitlik” ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş-

tir. Bu fırkaya göre, fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikayet

koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırım yapılmakta idi. Anayasa

Mahkemesi’nin iptal kararında;

“faillerin, mağdurdan beş yaştan daha bü-

yük olmaları halinde yakınma olup olmadığına bakılmaksızın iki kat fazla ceza