Background Image
Previous Page  320 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 320 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Hakan A. YAVUZ

319

ceyle salıverme

3

müessesesine benzemektedir. Şahsa kefalet,

“belli bir

adamın şahsını teslime kefilim”

(Mecelle m. 613) şeklinde bir ifadenin kul-

lanılmasıyla yapılabileceği gibi, bir kimsenin onsuz düşünülemeyece-

ği bir parçasını veya organını irade beyanında zikretmekle(

“…isimli

şahsı ihzarı taahhüt ediyorum, falanın yarısını, başını, yüzünü, kalbini, nef-

sini... ihzara kefilim...”

demek gibi)de meydana gelebilirdi. İfadelerden

de anlaşıldığı üzere bu konuda önemli olan, örfte bedeni veya bedeni

teslimi taahhüdü ifade eden ve insanların intibak edebileceği sözlerin

kullanılmasıdır.

4

İslam hukukçuları had ve kısas gibi cezaların bizzat

kendisine kefaleti caiz görmezken, bunların malî bedellerine ve bun-

ların uygulanacağı şahsın mahkemeye ihzarına kefaleti caiz görmekte

idiler.

5

Şahsa kefalette kefil, öncelikle şüpheli veya sanığı mahkemeye

teslimden sorumluydu. Eğer kefil bu sorumluluğu yerine getirmez ve

kusurlu bulunursa hapsedilebilmekteydi.

6

Şahsa kefalet, halen yürür-

lükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen

ve bir adli kontrol seçeneği olan güvenceyle salıvermeye benzemek-

le birlikte, burada mali değil şahsi bir kefalet söz konusu olduğu için

CMK’dakinden tamamen farklı bir müessesedir. Ancak şahsa kefalet-

te bir kimseye, şüpheli veya sanığın belirtilen zamanda mahkemede

hazır bulundurulması konusunda bir yükümlülük yüklediği ve bu

yükümlülüğün zorunlu olarak denetim ve gözetimi içerdiği dikkate

alındığında denetimli serbestlik uygulamalarına benzerlik gösterdiği

söylenebilir. Ancak şahsa kefalet, resmi bir denetim görevlisi tarafın-

dan yürütülen bir denetim faaliyetini içermemesi nedeniyle modern

denetimli serbestlik örneklerinden ayrılmaktadır.

C. Tanzimat Dönemi Kanunnameleri’nde

Tanzimat dönemi 1256, 1267 ve 1274 tarihli ceza kanunnamele-

rinde bugünkü denetimli serbestlik uygulamalarına benzeyen üç ayrı

yaptırım bulunduğu görülmektedir. Bunlar nefy cezası, zaptiye neza-

reti altında bulundurulmak cezası ve kalebentlik cezasıdır.

3

2005 yılından önce yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü

Kanunu’un 117. maddesinde bu müessese

“teminat”

kelimesi yerine

“kefalet”

keli-

mesiyle ifade edilmiştir.

4

Karaman, a.g.m., s. 7.

5

Karaman, a.g.m., s. 10.

6

Uysal, a.g.m., s. 4.