

Denetimli Serbestliğin Türk Ceza Adalet Sistemindeki Tarihsel Gelişim Süreci
322
nin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da tam
anlamıyla denetimli serbestlik olarak nitelendirilebilecek bir düzenle-
me bulunmamakla birlikte benzer özelliklere sahip düzenlemelere yer
verildiği görülmektedir.
12
Burada, bu üç kanunla birlikte 2005 yılında
5237 sayılı TCK ve ilgili kanunların yürürlüğe girmesi öncesinde ha-
zırlanan TCK tasarıları da incelenecektir.
B. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda
765 sayılı Türk Ceza Kanunu, bilindiği üzere 1926 yılında yürürlüğe
girmiş ve 2005 yılına kadar yürürlükte kalıp uygulanmıştır. Bu kanun-
daki modern denetimli serbestlikle ilgisi olan düzenlemelere geçmeden
önce, söz konusu kanunun yürürlükte olduğu dönemde benimsenen
yaptırım sistemin esaslarına değinmekte fayda bulunmaktadır.
765 sayılı kanunda cürüm veya kabahat niteliğindeki suçlar bakı-
mından kanunun 11. maddesi uyarınca yaptırım biçimi olarak sadece
“ceza”
lar öngörülmüştü. Bu cezalar cürümler bakımından: idam, ağır
hapis, hapis, sürgün, ağır cezayı nakdi ve hidematı ammeden mem-
nuniyet iken; kabahatler bakımından: hafif hapis, hafif cezayı nakdi
ve muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası olarak düzenlenmişti.
Kanunun yürürlükte bulunduğu süreçte idam ve sürgün cezaları yü-
rürlükten kaldırılmış idi. 765 sayılı Kanun’daki yaptırım sisteminde,
12
Bu dönemde denetimli serbestlik ceza adalet sisteminin içinde yer almamış ancak
çeşitli zamanlarda yapılan ulusal çaptaki toplantılarda önerilmiştir. İlki 1959 yılın-
da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve ilgili
kişilerin katılımı ile yapılan
“Milli Sosyal Hizmetler Konferansı”
nın ikincisi, 1962
yılında Ankara’da yapılmıştır. II. Milli Sosyal Hizmetler Konferansı’nın konusu,
“çocuk hizmetleri, özellikle çalışmaya muhtaç çocuklarla yapılan yardım ve hizmetler”
olarak belirlenmiştir. Konferansın Çalışma Komitelerinden biri olan
“İntibaksız
ve Suçlu Çocuklar Komitesi”;
Doç Dr. Feyyaz Gölcüklü (Başkan), Hasan Altürk ve
Doç. Dr. Hasan Karan’dan oluşmaktadır. Komisyon tarafından yapılan çalışmala-
rın ardından hazırlanan nihai rapor, ülkemizde çocuk suçluluğuyla ilgili durum,
uygulamalar, sorunlar ve çözüm öneriyle ilgili halen güncelliğini koruyan unsur-
lar içermekte olup, ülkemizde
“probasyon sistemi”(
denetimli serbestlik)nin kurul-
masını önermesi bakımından özellikle dikkate değerdir. 1962 yılında yapılan II.
Milli Sosyal Hizmetler Konferansı
“İntibaksız ve Suçlu Çocuklar Komisyonu Nihai
Raporu”
ndaki ifadeyle
“probasyon sistemi”,
ülkemizde denetimli serbestlik şube-
lerinin 2006 yılı başında faaliyete başladığı düşünülürse 44 yıllık bir gecikmeyle
kurulmuştur. Bu toplantılarla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Neşe Şahin,
“Ülkemizde
Kırkdört Yıl Önce Yapılan Bir Konferansta Probasyon(Denetimli Serbestlik Sistemi) Tar-
tışıldı”,
Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığınca Yayınlanan E. Dergi, S. 4, Nisan
2008, s. 39-43