Background Image
Previous Page  67 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 67 / 477 Next Page
Page Background

Hekimin Hastayı Aydınlatma Yükümlülüğünden Kaynaklanan Taziminat Sorumluluğu

66

5. AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İSPATI

Aydınlatma yükümlülüğünün kim tarafından ispatlanacağına

dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, aydınlatma yükümlü-

lüğünün niteliğine göre ispat yükü sorunu çözümlenebilir. Hekimin

tıbbî müdahalesi, kural olarak hukuka aykırı olup- hastanın aydınla-

tılması ve devamında -aydınlatılmış rızasının alınmasından sonra hu-

kuka uygun hale gelecektir. Bu nedenle hukuka uygunluk nedeninin

varlığını ispat hekime düşer. MK.’nın 24. maddesi gereğince kişinin

müdahaleye rızası bulunmadığı karinesinden yola çıkılarak ispat yü-

künün ters çevrildiğini söylemek yanlış olmaz.

81

Bir kısım hukukçular

ise, müdahaledeki hukuka uygunluk sebebinden, hekim yararlanaca-

ğından ispat yükünün onda olduğunu savunmaktadır.

82

Tedavi aydınlatmasının söz konusu olduğu durumlarda, hekim-

le hastası arasında vekâlet sözleşmesi bulunduğu kabul edilerek,

BK.’nun 96. maddesi gereğince, borçlunun(hekimin) kusurlu olduğu

karinesinden hareketle, kusuru olmadığını ispatı yine hekime düşe-

cektir. Sözleşmenin ihlal edildiği(özen yükümlülüğünün ihlali) ve illi-

yet bağının bulunduğunun ispatı ise hastaya ait olacaktır.

83

Tıbbi belgelere hekimin daha kolay ulaşabileceği, müdahalenin

hekimce yerine getirilmesi ve aralarındaki ilişkide daha aciz durum-

da olan tarafın hasta olması nedeniyle ispat yükünün hekimde olma-

sı gerektiği görüşü de kabul görmektedir.

84

Yargıtay da, aydınlatma

yükümlülüğünün yerine getirildiğinin hekim tarafından ispatlanması

gerektiğini birçok kararında vurgulamıştır.

85

cerrahi ve tıbbî müdahaleler hususunda muvafakatlarının olduğunun kabulü gerekir. Hal

böyle olunca bu durumun tersine tezahür eden davacının sezeryan ve vakum önerisini

kabul etmediğinin de davalılar tarafından yazılı belgeyle ispatlanması gerekir. Davalılar

böyle bir yazılı belge sunamadıkları gibi, savunmalarını kanıtlayıcı yasal bir delil de ibraz

etmiş değillerdir. Her ne kadar davalıların tanıkları davalıları doğrular şekilde beyanda

bulunmuş iseler de, bu konuda tanık dinlenemeyeceğinden beyanlarına itibar edilemez”

denilmiştir. 13.HD. 05.02.2007,16810/1248.

81

Ozanoğlu, s.75.

82

Ayan, s.86; Hakeri, s.146.

83

Ozanoğlu, s.74; Şenocak, s.88.

84

Hakeri, s.146; Doğan, s.153

85

“...Hastanınaydınlatıldığınınayrıcadoktortarafındankanıtlanmasıgerekmekteolupdavalı

doktor, davacı hastasını muhtemel rizikolara karşı aydınlattığını kanıtlayamamıştır...”

13.

HD.16.09.2008 gün,4219/10660

, “...Davalı hekim aydınlatma görevini yerine

getirdiğini, bütün veri ve sonuçları ile tıp bilimine uygun olarak davacının anlayacağı

biçimde bilgilendirdiğini ispat edemediğine göre...”.

4.HD. 07.03.1977,6297/2541.